17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/16471 Karar No: 2016/4647 Karar Tarihi: 12.04.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/16471 Esas 2016/4647 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/16471 E. , 2016/4647 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ..."ın sevk ve idaresindeki araçla, davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı aracın çarpışması sonucu ..."ın vefat ettiğini, davalının başvuru üzerine müvekkillerine ödeme yaptığını, ancak yapılan ödemenin müvekkillerinin zararını karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürerek davacılar için ayrı ayrı 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 15.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini toplam 57.000 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacılara 08.04.2011 tarihinden ödeme yaptığını ve sorumluluğunun sona erdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 31.981,44 TL maddi tazminatın 08.04.2011 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... şirketinden tahsiline, diğer davacıların karşılanmamış maddi zararları kalmadığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, ceza yargılaması sırasında alınan ve kesinleşen bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunması sebebiyle mahkemece benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece aldırılan 08.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda, Dairemizce de belirlenen esaslar doğrultusunda, davalı tarafından davacıya davadan önce yapılan ödemeler, ödeme tarihi ile rapor tarihi arasındaki yasal faizi hesaplanarak güncellenmiş ve bu haliyle hesaplanan tazminattan mahsup edilerek davacıların nihai zararı doğru bir şekilde tespit edilmiştir. Davacılar vekilince de dava bakiye poliçe limiti doğrultusunda ıslah edilmiş, ancak mahkemece yapılan ödemelerin rapor tarihine kadarki işlemiş faizleri poliçe limitinden de mahsup edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi esası, parayı önceden alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesini önleme amacına yönelik olup, ödeme faizlerinin poliçe limitinden mahsup edilmesi mümkün değildir. Çünkü aksinin kabulü de; zarar görenlere eksik ödeme yapan sigorta şirketinin sebepsiz zenginleşmesine yol açacaktır. O halde; mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerekirken, kısmen kabul yönünde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozma sebebi yapılmıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.