17. Hukuk Dairesi 2015/14967 E. , 2016/4636 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.04.2016 Salı günü davalı ... vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... geldiler. Davalı ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... vekili ve davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Mahkemenin borcun dava konusu tasarruftan sonra doğduğu gerekçesi ile red kararı, hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında, takip dayanağı borcun 23.02.2005 ve 11.02.2006 tarihli kredi sözleşmelerinden doğduğundan ve tasarrufun bu tarihten sonra yapıldığından, davanın esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değeri arasında misli fark bulunması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 278/3-2 maddesi gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli 40.000,00 TL olup, davalı satış tarihi 28.11.2007 tarihinde bankadan 40.000,00 TL konut kredisi çektiğini belgelemiştir. Ayrıca emlakçı tarafından düzenlenen cayma akit belgesinde davacının 90.000,00 TL ödeme yaptığı belirtilmiş, bu ödeme davalının banka kayıtlarında aynı gün ve aynı miktarda çekilen para ile teyid edilmiştr. Davacı taşınmazı 130.000,00 TL"ye aldığını belgelemiştir. Bilirkişinin dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değerini 180.000,00 TL olarak tesbiti karşısında, tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında da misli fark bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı ..."nin borçlu ile yakın akraba olduğu veya İİK 280/1 madde kapsamında kötüniyetli olduğu da ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."a verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 12/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.