17. Hukuk Dairesi 2014/11336 E. , 2016/4634 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.04.2016 Salı günü davalı asil ... ve davalılar vekili Av. ... geldiler. Davacı ile davalılar ... ve ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı asil ... ile davalılar vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı alacaklı vergi idaresi vekili, bir kısım davalıların ortağı oldukları şirketler hakkında vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa uyarınca takip başlattıklarını, takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazın 01.03.2007 tarihnde ..."e onun tarafından da 18.01.2008 tarihinde ..."a devredildiğini, bu temlike ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiş, daha sonra ıslahla dava konusunun bir başka takip dosyasındaki ihaleden satıldığından ihale bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ... vekili, 10.8.2009 tarihli dilekçe ile ilk oturumdan önce açılan davayı kabul ettiklerini ancak yargılama giderinin aleyhlerine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin borçlu şirketteki hissesini 10.09.2008 tarihinde devrettiğini, ayrıca dava konusunun ihalede satıldığından davanın konusu kalmadığını belirtmiştir.
Diğer davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların ortak oldukları şirketlerin vergi borcu nedeni ile takip yapıldığını borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazın 01.03.2007 tarihinde bir kısım davalıların amcalarının torunu ..."a onun da 18.01.2008 tarihinde borçlu şirket ortaklarının kardeşleri ..."in oğlu ..."a tapuda devir ettikleri, satışa rağmen taşınmazın borçlu ... karafından kullanılmaya devam edildiği, 6183 sayılı Yasa"nın 28-1-3 uyarınca 3.dereceye kadar sıhri hısımlar da dahil yapılan ivazlı işlemlerin bağış niteliğinde olduğu taşınmasın tapudaki değeri ile raiç bedeli arasında önekli oransızlık bulunduğundan taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğinin sabit olduğunu ancak dava konusu taşınmazın ... İcra Müdürlüğü"nün 2007/844 sayılı Talimat dosayasından ihalede satıldığından davanın konusu kalmadığına ve 6183 sayılı Yasa"nın 31.maddesi gereğince davalıların elden çıkardıkları bedelle sorumlu oldukları ve taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri 1.060,00 TL nin 06.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 23-24 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Bu tür davaların dinlenebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, iptali istenilen tasarrufun bir tarafının hakkında kesinleşmiş bir takip bulunan borçlu olması gerekmektedir.
Mahkemenin kararına esas aldığı 6183 sayılı Yasa"nın 4369 sayılı Yasa"nın 21.maddesi ile değişik 35.maddesi limited şirketin amme alacaklarını ödeyememesi halinde şirket ortaklarından bu borcun nasıl tahsıl edileceğine ilişkin bir düzenlemedir. Anılan maddeye göre şirket ortaklarından tahsil için, limited şirket tasfiye edilmesi veya tahsil imkanı kalmadığına ilişkin aciz belgesi alındıktan sonra ortaklar hakkında takibe geçilmesi gerekmektedir. Kollektif şirket yönünden ise anılan Yasa"nın 34.maddesi gereğince ancak şirketin tasfiyes ile alacağın tahsili mümkündür.
Somut olayda, dosya içerisindeki belge ve davacı idarenin verdiği müzekkere cevaplarından, vergi borcunun ... Maden ...Ltd.Şti, ... Maden..Ltd.Şti ve ... Kollektif Şirketine ait olduğu, diğer davalı ... ve ..."ın şirket ortakları oldukları, haklarında yapılmış ve kesinleşmiş bir takip olmadan doğrudan haciz varakası düzenlendiği anlaşılmaktadır.Kısacası davalı şirket ortakları aleyhine yapılmış takip gönderilmiş bir ödeme emri ve kesinleşmiş bir takip bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemenin, davanın davalı ..., ..., ..., ... ve ... yönünden borçlu sıfatı bulunmadığından ön koşul yokluğundan reddine karar vermesi gerekirken aksi düşünce ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
2-Davayı kabul için, usule uygun olarak açılmış bir davanın bulunması gerekir. Davanın görülebilmesi için gerekli olan davalı borçlu şirket ortakları aleyhine geçerli bir takip bulunmadığına göre davalılardan ..."ın kabulünün geçerli olması mümkün değildir. Mahkemece bu hususun da dikkate alınmaması isabetsiz olmuştur.
3-Kabule göre ise,
a-6183 sayılı Yasa"nın 25.maddesinde "iptal borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle, bunların mirasciları ve suiniyit sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı istenileceği" belirtilmiştir. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunan üçüncü kişi ve bunlar tarafın da devir halinde diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gerektiği açıktır. Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce üçüncü kişi ..."e sonra onun tarafından davalı ..."a devredilmiştir. Bu silsile içerisinde üçüncü kişi zorunlu dava arkadaşı olan ..."ın davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Anılan şahıs hakkında dava açılmadığından öncelikle ..."ın davaya dahili sağlanarak taraf teşekkülünün oluşturulması gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
b-Dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarından, taşınmaz ..., ... ve ... adına kayıtlı iken ..."in ölümü ile mirascıları ..., ... ... ve ..."nin kaldığı, bunlardan ..., ... ve ..."nin taşınmazı 01.03.2007 tarihinde dava dışı ..."a devrettiği davalılardan Ayşegül tarafından yapılmış bir devir olmadığı ona ait 1/12 hissenin adına kaydının devam ettiği anlaşılmıştır. Davalı ... yönünden ise bu davalı yönünden yapılmış bir devir dolayısı ile tasarruf bulunmadığından davalı ... ve ... hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
c-6183 sayılı Yasanın 31.maddesine göre tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması davada üçüncü kişinin dava konusu malı
elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Ancak, davalı üçüncü kişinin iradesi dışında davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz cebri icra yolu ile satılması halinde ise davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulur aksi halde davanın konusu kalmaz.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz yargılama sırasında, ... 2.İcra Müdürlüğünün 2007/8121 (... İcra Müdürlüğünün 2007/844 Talimat) sayılı takip dosyasından yapılan ihalede dava dışı icra dosyası alacaklısı banka tarafından alacağa mahsuben satın alınmıştır,anılan icra dosyasında takip dosyası alacaklısının ihale bedelinden alacağını aldıktan sonra bir bedel kalmış ise bu bedelin tahsiline aksi durumda konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bedelin tahsiline karar verilmesi de hatalı olmuştur.
d-Davanın bedele dönüşmesi halinde, bedelden sadece taşınmazı elinden çıkaran üçüncü kişi sorumludur.Borçlunun böyle bir sorumluluğu olmadığı gibi zaten alacaklıya borçlu olan borçlunun bir de bedelden sorumlu olacağı şeklinde alacağın iki kez tahsili gibi bir sonuç doğuracak şekilde, bedelin davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsiline yönünde hüküm oluşturması hatalıdır.
Öte yandan bedelin tahsiline hükmedildiği durumlarda bu bedel üzerinden faiz yürütülmesi mümkün olmadığı halde bedel üzerinden faiz yürütülmesi de isabetsizdir.
e-1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine. 12/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.