13. Hukuk Dairesi 2017/4856 E. , 2019/4200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ..."nın doktor, meslektaş ve arkadaşı olması nedeniyle ve davalı ..."in kefil olması şartı ile Levent"in dayısı olan ..."ya 150.000,00 TL borç para verdiğini, karşılığında senet düzenlendiğini, parayı bankadan havale ettiğini, borçlu ..."nın 05.01.2012 tarihinde vefat ettiğini, alacağın tahsili için ... 19. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3167 e. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu, borcun halen ödenmediğini ileri sürerek 150.000,00 TL’nın 4.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek işleyecek yasal faizi ile birlikte borçlunun mirasçıları ve kefilinden tahsilini istemiştir.
Davalı ..., mirası reddettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davalı ..., öncelikle imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, mirası reddetmiş olan davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 150.000,00 TL"nın dava icra takip tarihi olan 28.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 297/2. maddesinde "...hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" denilmek suretiyle, mahkeme hükmünde bulunması gereken hususlar belirtilmiş bulunulmaktadır. Anılan yasa hükmü uyarınca kararın hüküm kısmının açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde yazılması gerekli ve zorunludur. Temyize konu mahkeme kararının incelenmesinde, hüküm kısmında, davalı ... yönünden davanın 150.000,00 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, hükmedilen miktarın hem dava tarihinden hemde icra takip tarihi olan 28.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Hal böyle olunca faizin başlangıç tarihinin karar yerinde açık ve tereddütsüz olarak gösterildiğinden söz edilemeyeceği gibi, hüküm bu haliyle infazda tereddüt uyandıracak niteliktedir. Bahsi geçen bu husus ise az yukarıda değinilen yasa hükmüne aykırıdır. Mahkemece faizin başlangıç tarihinin açık ve şüphe uyandırmayacak biçimde karar yerinde gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 2.562,00 TL harcın davalı-..."ya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.