18. Ceza Dairesi 2020/437 E. , 2020/8706 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Basit yaralamaya teşebbüs ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında akıl hastası olduğu ve ceza ehliyetinin bulunmadığından bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 32/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/3-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, 5237 sayılı Kanun’un 32/1-2. cümle ve 57/1. maddeleri uyarınca güvenlik tedbiri uygulanmasına, sanığın koruma ve tedavi altına alınmasına dair Alanya 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/10/2018 tarihli ve 2016/572 esas, 2018/255 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;
1- Yargılama sırasında sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin istenmesini müteakip, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28/03/2018 tarihli raporda sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı ve 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine alınan rapor hükme esas alınarak sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, anılan rapor dosyaya sunulmasına rağmen karar tarihinden önce yeniden yapılan talep üzerine karar tarihinden sonra dosyaya sunulan Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi"nde görevli doktorlar tarafından yapılan muayene üzerine düzenlenen 07/01/2019 tarihli heyet raporunda ise sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilir ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde bir akıl hastalığının bulunmadığı ve ceza sorumluluğunun tam olduğunun belirtilmesi karşısında, hükme esas alınan 28/03/2018 tarihli rapor içeriği ile karar tarihinden sonra dosyaya sunulan ve heyet tarafından düzenlenen 07/01/2019 tarihli rapor içeriklerinin birbiriyle çelişki içermesi nedeniyle, sanığın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine sevki sağlanarak, suç tarihi ve suç açıkça belirtilmek suretiyle 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinden sonra, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tam olduğunun anlaşılması halinde mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28/03/2018 tarihli rapor sonrası yeniden rapor düzenlenmesi konusunda yapılan talep sonucu beklenilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Hakaret suçundan yapılan yargılama sırasında mağdur Murat Ağdağ"ın, 21/12/2016 tarihli oturumda alınan ifadesinde sanık hakkındaki şikâyetinden vazgeçmesi karşısında, 5237 sayılı Kanun"un 73/4-6 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddeleri uyarınca sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulduktan sonra sonucuna göre kamu davasının düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Hukuksal Değerlendirme:
A) Bir Numaralı Talep Açısından:
5237 sayılı TCK"nın 32. maddesinde; “(1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece sanık hakkında iki ayrı sağlık kuruluşundan TCK’nın 32. maddesi kapsamında rapor düzenlenmesinin istendiği, ilk olarak Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28/03/2018 tarihli raporda sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı ve 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin bildirildiği, bunun üzerine Mahkemece sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu, hükümden sonra da Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi"nce, sanığın yapılan muayenesi üzerine düzenlenen 07/01/2019 tarihli heyet raporunda ise sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilir ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde bir akıl hastalığının bulunmadığı ve ceza sorumluluğunun tam olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi"nden istenilen rapor, dosyaya kazandırılmadan hüküm kurulması ve dolayısı ile her iki rapor arasındaki çelişkinin Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi"nce giderilmesinin istenmemesi hukuka aykırı görülmüştür.
B) İki Numaralı Talep Açısından:
5237 sayılı TCK"nın 131/1. maddesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." hükmü,
Aynı Kanun"un 73. maddesinin 4. fıkrasında, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükmü ,
Yine aynı Kanun"un 73. maddesinin 6. fıkrasında ise, Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.” hükmü,
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.
İncelenen dosyada; mağdur Murat Akdağ’ın 21/12/2016 tarihli celsede şikayetten vazgeçmiş olması nedeniyle, sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının TCK"nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulduktan sonra sonucuna göre, kamu davasının düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırı görülmüştür.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1) Yaralama ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında, Alanya 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/10/2018 tarihli ve 2016/572 esas, 2018/255 sayılı kararlarının aleyhe sonuç doğurmamak üzere 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca HÜKÜMLERİN BOZULMASINA,
2) Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 07/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.