10. Hukuk Dairesi 2020/7200 E. , 2021/9183 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Anadolu 29. İş Mahkemesi
Ödeme emrinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı ve davalı Kurum avukatlarınca temyiz edilmesi ve de davacı avukatı tarafından duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29/06/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı adına Av. ... ile davalı Kurum adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; asıl davada 2013/188112 takip numaralı ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 02.05.2017 günü açılan ve birleştirilen dava dosyasında ise 2013/54815 takip numaralı ödeme emrinin iptali talep edilmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili; Kurum işlemlerinin 5510 sayılı Kanun başta olmak üzere hukuka ve mevzuata uygun olduğunu belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88. maddesinde “Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise tüzel kişiliği haiz işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” denilmektedir.
Mahkememiz tarafından yapılan yargılamada bilirkişi raporu aldırılmış olup bilirkişi tarafından davacının ortaklık sıfatı dikkate alınmış olup yönetim kurulu üyeliği sıfatının dikkate alınmadığı davacının yönetim kurulu üyeliği sıfatının şirketin kapanıp tasfiye edilmesine kadar devam ettiği, bu nedenle davacının düzenlenen tüm ödeme emirlerinden sorumlu olması kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki kayıt ve belgelere göre; dava dışı Kurum borçlusu ... Fırın Un ve Unlu Mamuller Gıda Sanayi Tic. A.Ş."nin 11.11.2010 günü tescil edilerek tüzel kişilik kazandığı, davacının kurucu ortak olduğu, ana sözleşme ile ilk geçici yönetim kurulu üyesi olacağının kararlaştırıldığı, 25.11.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısında imzasının bulunduğu 26.11.2012 tarihinde yönetim kurulu üyesi seçilmediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu 2013/188112 takip numaralı ödeme emri 2012/5 - 12. aylar damga vergisine (478,94 TL), 2013/54815 takip numaralı ödeme emri ise 2012/5 - 9. aylar primine (116.680,35 TL) ilişkindir.
Ödeme emirleri 26.04.2017 günü tebliğ edilmiş olup 02.05.2017 günü açılan eldeki dava süresindedir.
Somut olayda; davacının yönetim kurulu üyeliği 26.11.2012 günü son bulmuştur. 2012/10.ay prim borcunun son ödenme tarihi 30.11.2012 olup 01.12.2012 günü muaccel hale gelmiştir. Davacının yönetim kurulu üyeliği 26.11.2012 günü sona erdiğinden, 2013/188112 takip numaralı ödeme emrine konu 2012/10., 11., 12. aylardan sorumlu değildir. 2013/54815 takip numaralı ödeme emrinin ise tamamından sorumludur.
Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ışığında, asıl davada 2013/188112 takip numaralı ödeme emrinin iptali isteminin kısmen kabulüyle davacının 2012 yılı 10., 11., 12. aylar borçlarından sorumlu olmadığının tespiti ile ödeme emrinin bu aylar bakımından iptaline, fazla istemin reddine, birleşen davada ise 2013/54815 takip numaralı ödeme emrinin iptali isteminin reddine karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK"nın 355 maddesi ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede, davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine, istinaf kanun yoluna başvuranın sıfatı dikkate alınarak 6183 sayılı Yasanın 58. maddesine göre %10 zamla tahsiline karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 168.maddesinde 6183 sayılı Kanun"dan doğan davalarda avukatlık ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiği açıklanmış ise de Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 07/11/2013 gün ve 2013/18012 E. 2013/19814 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere "anılan hükmün, en fazla maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği biçiminde yorumlanması gerektiği" sonuç ve kanaatine varılmakla davacının istinaf isteminin kabulüne dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı şirket vekili özetle, sigortalının tamamen dikkatsizce, güvenli bölgeden ayrılmak istemesi ve inişe uygun olmayan bir yoldan geçebileceğini sanması sonucu kazanın meydana geldiğini, ... 10. İş Mahkemesi"nin 2013/123 E. Sayılı dosyasında şirketin %60 oranında kusurlu bulunduğunu ve sigortalının ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı Kurum vekili ise, alınan kusur raporunun yetersiz olduğunu, buna göre davalının tam kusurlu olup, oluşan zararın tamamının davalı tarafça giderilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35. mükerrer 35. mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80/12. maddesi, “sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüştür.
Eldeki davada ise, davacının 29.06.2012 tarihinde istifa ettiğine dair ısrarlı iddiasının varlığı hususunda yapılan incelemenin yeterli olmadığı anlaşılmakta olup, bu yönde dava dışı asıl borçlu şirket nezdinde veya davacıda istifa beyanı ve bu beyanın dava dışı şirkete ulaştığına dair belge ve bilgiler ile birlikte, beyan ulaşmış ise dava dışı şirket tarafından istifa beyanına göre işlem yapılıp yapılmadığı hususu incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, davacının 26.11.2012 tarihi itibari ile sona eren yönetim Kurulu üyeliği nedeniyle tahakkuk etmiş olan 2012 yılı 10. aya ilişkin borçlardan sorumlu olduğunun dikkate alınmaması isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 3050TL. duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 3050TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi