5. Hukuk Dairesi 2018/6165 E. , 2019/21018 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davacı malikin muvafakati ile bedelsiz olarak terk edilen taşınmazın şartın gerçekleşmemesi nedeniyle tapusunun iptali ile davacı adına tescili, bu mümkün olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair karar ile birlikte İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince 2013/491-2017/10 sayılı kararının duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 19/12/2019 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek, dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, davacı malikin muvafakati ile bedelsiz olarak terk edilen taşınmazın şartın gerçekleşmemesi nedeniyle tapusunun iptali ile davacı adına tescili, bu mümkün olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/491 E. 2017/10K. sayılı kararının incelenmesinde,
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacının, paydaşı olduğu 98.595 m2 alanlı, 247 ada 16 parsel sayılı taşınmazın hazırladıkları özel parselasyon planı uyarınca ifraz edilmesi amacıyla Bornova Belediye Başkanlığına başvuruda bulunduğu, Bornova Belediye Başkanlığının 13.01.1978 tarih ve 4/124 sayılı kararı ile “yol,yeşil alan ve meydanları belediyemiz adına bedelsiz terk etmeleri ve yol olarak ayrılan kısımlardaki alt yapı hizmetlerini de kendilerinin yapmak şartı ile” planın kabulüne, plan ve ifraz beyannamesine uygun olarak ifrazına karar verilmiş, Tapu Müdürlüğünde 29.03.1978 tarih ve 1840 yevmiye numaralı işlemi ile toplam 31.158 m2’lik kısım bedelsiz olarak terk edilerek 247 ada 117 ila170, 642 ada 1 ila 5, 643 ada 1 ila 8, 644 ada 1 ila 3, 645 ada 1 ila 4, 646 ada 1 ila 4, 647 ada 1 ila 3, 648 ada 1 ila 9, 649 ada 1 ila 4, 650 ada 1 ila 6, 651 ada 1 ila 6, 652 ada 1 ila 6, 653 ada 1 ila 8, 654 ada 1 ila 6, 655 ada 1 ila 6, 656 ada 1 ila 6, 657 ada 1 parsel sayılı taşınmazların özel parselasyon sonucu oluştuğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan keşif sonrası sunulan bilirkişi raporunda özel parselasyon sonucu yola terk edilen yer ile hali hazır krokiler çakıştırılmış, yol ve yeşil alana terk edilen kısımların bazılarının ihdas edilerek, 3. kişilere satıldığı, bazılarının ise 3. kişiler tarafından el atılarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Bu itibarla; davacının yol ve yeşil alana terk ettiği alanların, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile çakıştırılarak, imar planındaki tahsis amaçları ilgili Belediye Başkanlığından sorulup; bedelsiz terk edilen kısımların kamuya özgülenme amacı dışında kullanılıp kullanılmadığı tespit edilerek;
Anayasa Mahkemesinin 9/3/2017 tarih ve 2014/11994 başvuru nolu kararı ile, "....Belediyenin konut alanına dönüştürdüğü taşınmazdan ekonomik çıkar sağlamasıyla elde edilecek kamu yararı, taşınmazın malike iade edilmemesi nedeniyle malikin yüklendiği külfete kıyasen çok hafif kalmaktadır. Diğer bir deyişle konut alanına dönüştürülen taşınmazın eski malikine iade edilmeyerek belediyenin özel mülkü haline getirilmesi kamu menfaatlerinin gözetilmesindeki yarar ile bireyin mülkiyet hakkının korunmasındaki yarar arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine orantısız bir biçimde zedelenmesine yol açmaktadır. Bu durumda başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemeyeceğinden Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine” karar verildiği gözetilerek;
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 35. maddesi uyarınca malikin rızasıyla kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere kamuya terk edilen taşınmazın kamu yararı dışındaki amaçlarla kullanıldığının tespiti halinde, davacının Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/491 E. 2017/10 K. sayılı hükmünün HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.