Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.05.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen davada ise temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi isteminin reddine, temliken tescil isteminin kabulüne dair verilen 29.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı birleştirilen davanın davalısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava ise TMK"nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin reddine, birleştirilen davanın kabulü ile 1 ada 366 parsel sayılı taşınmazın 38 m2 kesiminin ifrazen davacılar adına tesciline, karar verilmiştir. Karar, davacı K.. Ş.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK"nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK"nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup anılan hüküm; "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmaz bütünleyici parçası olur. Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için yasalarda ve içtihatlarla belirlenen diğer koşulların yanında aranacak diğer bir koşul da taşkın kısmın ana taşınmazdan ayrılarak müstakil parsel oluşturacak şekilde veya ait olduğu taşınmazla birleştirilerek ifrazen tescilinin mümkün olması koşuludur. Dosya içinde bulunan 20.12.2010 günlü fen bilirkişi raporunda davacıya ait 1 ada 3... parsel ile davalıya ait .. ada ..parsel sayılı taşınmazların tevhidinden sonra ifrazın yapılabileceği belirtildiğinden mahkemece dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde ifrazının mümkün olup olmadığı Belediye Encümeninden sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile temliken tescil isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, tescile karar verilen zemin bedelinin karardan önce mahkeme veznesine depo ettirilmemesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-davalı K.. Ş.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, davalı- davacı Mehmet Oltu’nun elatmanın önlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.