18. Ceza Dairesi 2015/20986 E. , 2016/8627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Müşteki ..."a yönelik kasten yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."ın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Diğer hükümlere yönelik temyiz talebine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a- CMK"nın 231/6. maddeleri uyarınca, engel mahkumiyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuğun pişmanlığı, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “suça sürüklenen çocuğun kasıtlı suçtan verilen açıklanması geri bırakılan hükümlülüğünün bulunuşu” biçimindeki kanuni ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b- Anayasanın 141/3, CMK’nın 34, 230 ve 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve de herkesi inandıracak ve temyiz denetimine olanak verecek biçimde olması gerekir. Yargıtay"ın gerekçelerde tutarlık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm veriler ile bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddianamenin, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi kanıtlara hangi nedenle üstünlük tanındığının açık olarak, hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda, sanığın hangi eylemlerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu eylemlerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerektiği gözetilmeden ve sanığın hangi eylemlerinin hakaret, tehdit ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını oluşturduğu açıklanmadan kanuni temelden yoksun yetersiz gerekçeyle karar verilmesi,
c- Sanığın, olaya müdahale etmek için gelen özel güvenlik görevlisi olan müşteki ..."ın kendisini araçtan inip başka bir metrobüse binmesi hususunda uyarması üzerine, müştekiyi ölümle tehdit ederek yumruk vurmak suretiyle darp etmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin bir bütün halde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden kasten yaralama ve tehdit suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
d- Sanığın, önce otobüs şoförü Recep Baş"a, hemen akabinde de olaya müdahale eden özel güvenlik görevlisi olan müşteki ..."a ve ardından da ihbarda bulunulması üzerine olay yerine gelen polis memuru ..."ya gerçekleştirdiği hakaret eylemlerini, araya belli bir zaman aralığı girmeksizin tek fiil ile icra etmesi karşısında, TCK"nın 125/3. maddesi uyarınca verilen cezanın aynı Kanunun 43/2. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeden, müştekilere yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ayrı hüküm kurularak fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/04/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.