3. Hukuk Dairesi 2016/10802 E. , 2017/17404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça geri ödenmek üzere zorla elinden alındığını ancak bir daha iade edilmediğini, kendisine ait çeyiz eşyalarının da davalıda kaldığını ve davalının bu eşyaları da geri vermeye yanaşmadığını ileri sürerek, sayı ve nitelikleri itibariyle tek tek sayılan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı taktide ise bilirkişiler tarafından belirlenecek bedellerin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davalının müşterek haneyi terk ederken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, diğer çeyiz eşyaların ise bir kısmının kendisinde bulunduğunu ve bu eşyaları iadeye hazır olduğunu belirterek, davanın dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde takı ve eşyaların toplam bedeli olan 17.883.26 TL"nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
6100 sayılı Yasanın, hüküm fıkrasında bulunması gereken unsurları ifade eden HMK."nun 297/2.maddesi uyarınca: “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Somut olayda; davacı dava ve ıslah dilekçesinde, talep edilen eşyaların bedeli üzerinden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş; ancak söz konusu faiz talebi hakkında bir karar verilmemiştir.
Bunun yanında, dava 30.05.2011 tarihinde (yetkisizlik kararı öncesi) açılmış olmasına karşın, mahkemece gerekçeli karar başlığında dava tarihi hatalı şekilde 03.01.2014 olarak gösterilmiştir.
Ancak, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hâkimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün, HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrasındaki ‘17.883.26 TL" nin" ifadesinden sonra gelmek üzere, "8.000 TL"lik kısmının dava tarihi olan 30.05.2011 tarihinden, 9.883,26 TL"lik kısmının ise ıslah tarihi olan 09.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte" ifadelerinin yazılması ve yine gerekçeli karar başlığındaki dava tarihi ibaresinin 30.05.2011 olarak yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.