Esas No: 2020/25899
Karar No: 2022/6114
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/25899 Esas 2022/6114 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, hırsızlık suçundan mahkum edilmiştir. TCK'nın 53. maddesinde yapılan değişikliklerin infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, sanık hakkında eksik kovuşturma ile karar verilmiş ve iddia hakkı kısıtlanarak suçlamalar yapılmıştır. Ayrıca, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması yerine ayrı ayrı mahkumiyet verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanığın tüm aşamalarda, mağdurlara borç para verdiğini ve daha sonra geri istemesine rağmen mağdurların kendisine geri ödeme yapmadıklarını beyan ettiğinin anlaşılması ve savunması alınırken kolluk beyanı ile aradaki farklılığın da giderilmemesi karşısında; sanığın eyleminin TCK'nın 144/1-b. maddesinde tanımlanan bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili suretiyle hırsızlık suçuna uyup uymadığının tespiti açısından, mağdurların şikayetten vazgeçtikleri de göz önüne alınarak, mağdurlar ve aynı evde birlikte oturdukları tanık ...'ın da bu hususta yeniden beyanlarının alınması ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Mağdurların yargılama aşamasında alınan beyanlarında, sanık tarafından çalındığı iddia edilen ütünün birlikte çalıştıkları şirkete ait olduğunu, oturdukları daire için şirket tarafından tahsis edildiğini beyan ettikleri, sanığın ise ütünün kendisine ait olduğunu beyan ettiğinin anlaşılması karşısında; mağdurlar ve sanığın birlikte çalıştıkları şirketin tespiti ile dava konusu ütünün şirkete ait olup olmadığı, sanığa tahsis edip etmedikleri hususlarının araştırılması suretiyle, ütünün söz konusu şirkete ait olması halinde, ilgili şirketin duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle CMK’nın 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
3-Sanığın, mağdurlar ile birlikte oturdukları evde bulunan suça konu laptopların, birden fazla kişiye ait olduğunu bilebilecek durumda olması nedeniyle, mağdurlara karşı ayrı ayrı 2 kez hırsızlık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısı'nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sanık hakkında bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 29.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.