14. Hukuk Dairesi 2013/16059 E. , 2014/3758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2010/189-2013/334
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.04.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil istenmesi, davacı İ.. E.. vekili tarafından davalı E.. K.. aleyhine 20.12.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; ecrimisile ilişkin asıl davanın reddine, temliken tescil isteğinin kabulüne dair verilen 11.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve ihbar olunan N.. B.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava ve birleştirilen dava elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğine ilişkidir.
Davalı S.. K.. vekili, savunma yolu ile Türk Medeni Kanununun 725. maddesi gereğince tapu iptali tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, ecrimisil talebinin reddine, davalı S.. K.. vekilinin temliken tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir
Hükmü, davacı vekili ile ihbar olunan N.. B.. vekili temyiz etmiştir.
Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup anılan hüküm;
"Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmaz bütünleyici parçası olur.
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir.
Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
Bunun için:
1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır.
2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.
3- Bu inşaatı kendi malzemesi ile yapan kişinin iyiniyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu, ya da 05.07.1944 tarihli ve 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir.
14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, iyiniyetin ispatı taşkın yapı malikine ait ise de iyiniyet iddia ve savunması def"i olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulmalıdır.
4- Bu tür davalarda üzerinde önemle durulması gereken diğer bir koşul da halin icabından taşkın inşaatın yıkılması gerekip gerekmediğinin saptanmasıdır. Uygulama ve doktrinde “durum ve koşulların haklı kılması” şeklinde ifade edilen bu şarttan inşaatın yıkılması ile inşaat sahibinin uğrayacağı zarar veya yıkılmaması halinde arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybının mukayese edilmesi anlaşılmalıdır. Değer kaybı, sadece taşılan arazinin değerinden ibaret değildir. Bu değerin içinde arazi sahibinin taşılan kısım dışında kalan arazisinin uğrayacağı değer kaybı da vardır. Arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybı uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle Türk Medeni Kanununun 4., Türk Borçlar Kanununun 50. maddesi uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi önleyecek biçimde en uygun şekilde tespit ve takdir edilmeli, önceden ödenen bedel var ise mahsup edilmek suretiyle arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmelidir.
5-Aranacak diğer bir koşulda taşkın kısmın ana taşınmazdan ayrılarak müstakil parsel oluşturacak şekilde veya ait olduğu taşınmazla birleştirilerek ifrazen tescilinin mümkün olması koşuludur.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece tecavüzün belediyenin yaptığı aplikasyon hatasından kaynaklandığı belirtilmiş ise de aplikasyon hatası tek başına davacının iyiniyetli olduğunun kabulü için yeterli değildir. Başkaca delillerle de davacının iyiniyetli olduğu ispatlanamadığına göre TMK"nın 725. maddesinde öngörülen diğer koşulların araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, tapu iptali ve tescil talebinin iyiniyet unsurunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddi gerekir.
Ayrıca davacının ecrimisil talebine ilişkin karar verildiği halde elatmanın önlenmesi ve kal talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; tapu iptali ve tesciline karar verilen kısmın ifrazının mümkün olup olmadığının araştırılmaması, ayrıca taşınmazın bedelinin depo edilmesine karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 20.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.