8. Hukuk Dairesi 2018/15766 E. , 2019/11062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptal Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, tarafların murisi ...’ın 06.10.1990 tarihinde vefat ettiğini, geriye taraflar ile dava dışı kişileri mirasçı bıraktığını tüm kardeşlerin bir araya gelerek miras paylaşımı yaptıklarını davacının davalı ... hissesine düşen miktarı bedeli mukabilinde 21.11.1997 tarihinde yapılan sözleşmeye istinaden satın aldığını, davalıca ortaklığın giderilmesi dosyasında talepte bulunulduğundan davanın açıldığını, muris adına kayıtlı tapunun iptali ile davalının hissesine isabet eden kısım ile davacının kendi hissesine isabet eden kısmın davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir. (Dava ilk etapta ... ve ...’a karşı açılmış olup ... yönünden davanın tefrik edilmesi üzerine dosya şimdiki esasını almıştır.)
Davalı; beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olup 02.12.2019 tarinde ise davacı vekili tarafından ek beyan dilekçesi verilmiştir.
Dava; Miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
İddia az yukarıda da belirtildiği üzere muris ...’a ait taşınmazlarda davalı ile yapılan sözleşme gereği davalının hissesinin alındığından bahisle açılmış tapu iptal ve tescil davasıdır. Dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların sözleşmenin yapıldığı tarihte tapulu olmamasından tapuda yapılamadığı belirtilmiş olup dava devam ederken dava konusu edilen taşınmazların ... Köy Bağlıca yolu mevkii 1200 ve 1492 parseller ile ... Köyü ... mevkii 1441 parsel olduğu tespit edilmiştir. Getirilen tapu kayıtlarında ve tedavüller dikkate alındığında her üç taşınmazında 05.02.1985 tarihinde tapulama yoluyla tam hisse ile ... oğlu ... adına tescil edildiği ancak 07.03.2013 tarihinde kişi kimlik bilgilerinin düzeltilmesi yoluyla tam hisse ile ... ... oğlu ... adına düzeltilerek tescil edildiği tespit edilmiştir. Yine dosya içerisine alınan tarafların murisi 1923 doğumlu ... ... oğlu ...’a ait veraset ilamında da tarafların mirasçı oldukları tespit edilmiştir. Mahkemece; davacı tarafından ilk etapta ... ve ...’a karşı açılmış 2014/205 Esas ve 2014/ 453 Karar sayılı dosyanın safahatı özetlenerek bu dosyada ... yönünden tefrik kararı verildiği, ... yönünden ise davanın kabulüne karar verilerek kararın kesinleştiği belirtilmiş olup “Önceden kesinleşen mahkememizin 2014/205 Esas 2014/453 Karar sayılı dosyasından kadastro tutanaklarındaki isim yanlışlığının tarafların murisi ... ... oğlu ... adına 07/03/2013 tarih 4665 yevmiye numarası ile tahsis edildiği anlaşıldığından davanın kabulü ile dava tapu bilgileri dava dilekçesi sonuç ve istem bölümünde yazılı taşınmazların gelen tapu kaydına göre muris ... üzerine kayıtlı olması” gerekçesiyle esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,davacının yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinde dayandığı gerekçe tam olarak anlaşılamamakla birlikte gerekçede tarafların murisinin ... ... oğlu ... olduğu ancak tapu kayıtlarının ... adına olduğu belirtilmişse de dosya kapsamında yapılan incelemede gerek kadastro tutanakları gerek tapu kütüğü gerek son tapu kayıtları gerekse veraset ilamı dikkate alındığında ... ismine hiç rastlanılmamıştır. Kaldı ki böyle bir yanlışlık olması halinde mahkemece davacı tarafa tapuda düzeltim davası açılmak üzere süre verilmeli ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Ancak davacı vekili tarafından karar temyiz edildikten sonra 02.12.2019 tarihinde ek beyan dilekçesi verilmiş , buna göre son tapu kayıtları da eklenmek suretiyle dava konusu taşınmazlardaki davalı hisselerinin davacıya devredildiği davanın konusuz kaldığı fakat davalı davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir. O halde Mahkemece verilen karar temyiz sonrası verilen bu ek beyan dilekçesi göz önüne alındığında sonucu itibariyle doğru olup davanın açıldığı zaman ki haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilmesini gerektirmektedir. Dolayısıyla bu yönden Mahkemece dosya üzerinde bir araştırma inceleme yapılmak üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları ve bu temyiz itirazlarına ek vermiş olduğu beyan dilekçesinin kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.