7. Hukuk Dairesi 2015/5511 E. , 2016/4882 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı Belediyede çalışmakta iken emekli olarak ayrıldığını, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bazı işçilik alacaklarının tam olarak ödenmediğini iddia ederek bunların davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının sorumluluk zammı alacağına hak kazanıp kazanmayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacının su pompası istasyonunda ve itfaiyede çalışması nedeniyle sorumluluk zammına hak kazanacağı doğru olarak kabul edilmiş ise de, davacının dönem bordrolarında talep edilen dönemlerde Belediye Temizlik İşleri Müdürlüğünde de çalıştığı yazdığından davalı Belediyeden, davacının hangi tarihlerde su pompası ve itfaiye işlerinde görevlendirildiği sorularak tespit edilecek dönemler açısından bu tazminatın hesaplanması gerekirken çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
3- Taraflar arasında davacının işyerinde yürürlükte olan TİS"de düzenlenen giyecek yardımı ücretinin doğru şekilde hesaplanıp hesaplanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dava tarihinde işyerinde yürürlükte olan TİS"in “Giyim Yardımı” başlıklı 83. maddesinde “Sendika üyesi işçilere, aşağıda miktarı belirtilmiş giyim eşyasının kendisini veya ..."tan sorulmuş 2.kalite giyim eşyasının fiyatları karşılığı olan parayı, işveren ve sendikanın onayı ile alınarak işçiye vermeyi işveren kabul eder.Yazlık melbusat Haziran, kışlık melbusat ise Ekim ayı içinde verilir.Ayrıca iki yıl miatlı ladet parke de işçilere aşağıdaki giyim eşyaları ile birlikte verilir.” hükmü düzenlerek aynı maddenin devamında verilecek malzemelerin tür ve adedi sayılmıştır.
Davacıya ödenecek giyim yardımı alacağı hususunda; bilirkişi tarafından, sözü edilen giyim eşyalarının fiyatı konusunda bilgi ve belge olmadığından bahisle ne tür bir araştırma sonucu elde edildiği belirtilmeyen ve piyasa fiyatları olduğu bildirilen fiyatlar üzerinden hesaplama yapılmıştır. Oysa işyerinde yürülükte olan TİS"in “Giyim Yardımı” başlıklı 83. maddesinde giyim yardımının ne şekilde yapılacağı açıkça belirlenmiş olup; buna göre işçilere giyim yardımının ayni şekilde yapılmaması durumunda ...tan bu kalemlerin 2. kalite fiyatları sorulacak ve oradan gelecek cevap üzerine belirlenecek fiyatlar üzerinden ödeme yapılacaktır. O halde yapılacak iş, davacının çalışma dönemine ilişkin banka kayıtları getirtilmeli, ... Genel Merkezine, buradan yeterli cevap alınamaması durumunda ilgili Ticaret veya Sanayi Odasına müzekkere yazılarak TİS"de yazılı ürünlerin dava konusu yıllara göre 2. kalite fiyatlarının ne kadar olduğu sorularak gelecek sonuca göre hesaplama yapılmalı ve davacıya bu alacaklara yapılan ödemeler varsa bu hesaplamadan mahsup edilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin eksik araştırma ile giyim yardımı ücreti konusunda hüküm kurulmuş olması isabetli olmayıp bozma nedenidir.
4- Davacının fazla çalışma ücreti ve gece zammı alacağı hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda bir hafta 3 gün diğer hafta ise 4 gün çalışma yapılacağından, yukarıda bahsedilen 63 üncü madde hükmü gereğince, haftalık normal çalışma süresi dolmamış olsa dahi günlük 11 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılması nedeniyle, bu çalışma sisteminde işçi ilk bir hafta (3x3=) 9 saat takip eden hafta ise (4x3=) 12 saat fazla çalışma yapmış sayılmalıdır.
Çalışma şeklinin 24 saat mesai 48 saat dinlenme şeklinde olduğu durumlarda ise, işçi birinci hafta 3 gün ikinci ve üçüncü haftalar 2 gün dördüncü hafta yine 3 gün çalışacağından, ilk hafta (3x3=) 9 saat, ikinci ve üçüncü haftalarda (2x3=) 6 saat, dördüncü hafta ise yine (3x3=) 9 saat fazla çalışmış sayılacaktır.
Davacının fazla çalışma ücreti ve gece zammı alacağı süreleri itfaiyede çalışmasına ilişkin olarak doğru tespit edilmiş ise de, bu çalışma süreleri itfaiyede çalışması için geçerli olup yukarıda belirtilen esaslar ile davacının itfaiyede çalışma süresi doğru olarak tespit edilmeli ve gece zammı ve fazla çalışma ücreti alacağı bu sürelere göre hesaplanmalıdır. Ayrıca bilirkişi tarafından fazla çalışma tahakkuk olan ayların dışlanması yerine yapılan ödemelerin mahsubu hatalıdır. Mahkemece bu hususlara dikkat edilmeden fazla çalışma ücretinin hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm altına alınması doğru olmayıp ayrı bir bozma nedenidir.
5- Taraflar arasında davacının ulusal bayram ve genel tatillerdeki çalışma süresi ve hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 47 nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00 ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Yasanın, 5892 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Dairemizce ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, takdiri indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ancak, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda dinlenilen davacı tanıkları, itfaiyedeki çalışma sistemi olan 24 saat çalışma 48 saat dinlenme esasına göre nöbete rastlayan ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yaptıklarını beyan etmişler, bilirkişi de bu beyanlardaki çalışma sistemini dikkate alarak davacının zamanaşımına girmeyen tüm çalışma süresinde itfaiyede çalışmış olduğuna göre ve denetime elverişli olmayacak şekilde ulusal bayram ve genel tatillerin 1/ 3 ünde çalışmasına göre hatalı hesaplama yapmıştır.
Yapılacak iş yukarıdaki esaslar doğrultusunda davacının itfaiyedeki çalışma süresi doğru olarak tespit edildikten sonra buradaki çalışma esasına göre ulusal bayram ve genel tatillere rastlayan çalışmaları denetime elverişli olarak hesaplanmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeden hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulmuş olması da isabetli olmamıştır.
6- Bilirkişinin net olarak hesapladığı miktarlar üzerinden karar verilmesine rağmen kararda bu miktarların net olduğunun belirtilmemesi infazda tereddüte neden olacağından bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.