Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1107 Esas 2016/4563 Karar Sayılı İlamı

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araca davalıya ait motorsikletin çarpması sonucu sigortalı araca 4.902,00 TL hasar bedeli ödendiğini, karakol ifadeleri ve olay yeri tespit tutanağına göre davalıya ait motorsikletin kazaya karıştığını beyanla, sigortalısına ödenen 4.902,00 TL hasar bedelinin tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, davalının %40"tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait aracın müvekkilince satın alındığı günden beri kazaya karışmadığını, davacının %40"tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davasının reddine, dava konusu alacak tutarının %20"si tazminatın davacı şirketten alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan kasko rücu talebine dair itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece hükme esas alınan makine mühendisinden aldırılan bilirkişi raporuna göre davalıya ait motorsikletin herhangi kazaya uğramadığı, orijinal halde olduğu, davacıya kasko sigortalı araçta meydana gelen hasarı oluşturmasının mümkün olmadığı belirtilmiş ise de, noksan ikmali sonucu dosya içerisine getirtilen Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19.04.2011 tarihli, 2010/236 Esas, 2011/217 Karar sayılı ilamı ile davacıya kasko sigortalı aracın sol şeritte sola dönecekken, arkasında seyreden davalıya ait motorsikletin davacıya sigortalı aracın sol arka kısmına çarptığı belirlenerek, davalıya ait araç yolcusu davalıya ait aracın sürücüsünden şikayetçi olmadığından davalıya ait araç sürücüsü hakkında taksirle yaralama suçundan düşme kararı verildiği, kararın temyiz edilmeden 08.07.2011 tarihinde kesinleştiği, davalıya ait araç yolcusunun davacıya kasko sigortalı aracın sürücüsünden şikayetçi olması nedeniyle davacıya kasko sigortalı araç sürücüsü hakkında taksirle yaralama suçundan 1.500 TL adli para cezası verildiği, kararın miktar itibariyle kesin olup 08.07.2011 tarihinde kesinleştirildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde hazırlık evrakları bulunduğu halde, mahkemece soruşturmanın akıbeti araştırılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece ceza dosyası içerisinde yer alan taraf ve tanık beyanları, tutanaklar ve ceza ilamı doğrultusunda aynı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Alacak likit olmadığından davalının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davalı lehine dava konusu alacak tutarının %20"si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.