10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3097 Karar No: 2016/10231
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/3097 Esas 2016/10231 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/3097 E. , 2016/10231 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı kurum ve davalılardan ... avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla sebebiyet vermeleri halinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61 ve 62’nci (818 sayılı Mülga Borçlar Kanununun 50 ve 51) maddeleri uyarınca teselsül hükümlerine göre birlikte sorumlulukları söz konusu olacaktır. Bu halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 62’inci maddesi uyarınca kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkı baki kalmak koşuluyla, her bir sorumlu yönünden kusurlarına düşen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına hükmedilebilecektir. Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Somut olayda, taleple bağlılık ilkesi ve davanın teselsül esasına göre açılmış olması karşısında, mahkemece taraflar hakkında infazı mümkün şekilde ayrı ayrı ve sorumluluk tutarları belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Hüküm fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine; “1- Davanın kabulü ile; 22.411.44 TL kurum alacağının tamamından davalılardan ... Sigorta A.Ş. poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, 16/12/2011 onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 506 sayılı Yasanın 9 ve 10’uncu maddeleri kapsamındaki sorumluluğu nedeniyle kalan 2.801,43 TL’nin 16.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile sadece işveren davalı ...’dan tahsili ile davalı kuruma verilmesine, 2-Harçlar yasasına göre alınması gereken 1.722.29 TL harcın -davalılardan sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınrılı olmak üzere- tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına. 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.025.54- TL vekalet ücretinin -davalılardan sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınrılı olmak üzere- tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı Kurum tarafından yapılan masraflar toplamı olan 666.50-TL yargılama giderinin -davalılardan sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınrılı olmak üzere- tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı kuruma verilmesine„ hükmünün yazılmasına ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı ..."dan alınmasına, 20.06.2016 gününde karar verildi.