16. Hukuk Dairesi 2016/16806 E. , 2020/602 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi ... çalışma alanında bulunan ve 1964 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmış; yargılama sırasında ... taşınmazın davacı ile ortak miras bırakanları olan ... "a ait olduğunu ileri sürerek mirasçılar adına tescili istemi ile davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişinin raporu ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 6.287,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın, yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle muris ..."ın mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, Hazine vekili ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde, zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davacının murisi ... mirasçılarının miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, taşınmazın kendi adına tescili istemi ile dava açmış; yargılama sırasında müdahil ..., dava konusu taşınmazın, davacı ile ortak murisleri olan ... ’a ait olduğunu, onun ölümüyle kendilerine kaldığını ileri sürerek mirasçılar adına tescilini talep etmiş, Mahkemece de müdahilin davasının kabulüne karar verilmiş ve bu hüküm sadece yukarıda adı geçen davalılar tarafından temyiz edilmiş olup, davacı, karara karşı çıkmamıştır. Açıklanan niteliği itibariyle dava, kök murisin terekesine karşı, 3. kişi durumunda bulunan Hazine ile ilgili kamu tüzel kişiliklerine karşı açılmış olduğundan davaya tereke adına devam edilebilmesi için, murisin tüm mirasçılarının davada taraf olması veya muvafakatlerinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde terekeye temsilci atanması zorunludur. Somut olayda, davacı ile müdahil dışında murisin eşi ...’ın da mirasçı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar müdahale dilekçesi adı geçene tebliğ edilmişse de, tebligatı alan ...’ın davaya muvafakati bulunmadığı gibi, müdahale dilekçesinin tebliğ edilmesi ve kendisine taraf sıfatı kazandırmayacaktır.
Hal böyle olunca, davacı ve müdahil davacıya, murisleri... "ın kendileri dışındaki mirasçısı ..."ın davaya muvafakatinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde terekeye temsilci tayin ettirilmesi konusunda süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde işin esası yönünden inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan işin esasına girilip, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ... ve ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.