17. Hukuk Dairesi 2015/18452 E. , 2016/4547 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davacı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın sürücüsü tarafından 21.11.2008 günü ... tarafından işletilen .... otoparkına bırakıldığını, ancak 23.11.2008 tarihinde aracın bulunduğu yerden çalındığının tespit edildiğini, aracın 24.11.2008 tarihinde terk halinde bulunmakla birlikte araç içerisinde bulunan tüplerin bir kısmının çalınmış olduğu ve araçta hasar meydana geldiğini, dava konusu olayda davalının nezdinde bırakılan araçların emin bir mahalde muhafaza etmesi gerekirken gerekli önlemleri almadığını, özenle koruma ve saklama yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğundan meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, hasar ihbarının ardından tespit edilen hasar bedeli olan 6.535,68 TL"nin müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini belirterek rücuen tazminat alacakları olan 2.520,00 TL"nin ödeme günü olan 13.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; otopark alanının gündüz saatlerinde davalı tarafından işletildiğini, davalının sadece gündüz işlettiği otoparkta gece gerçekleşen hırsızlık olayından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek davalı şirket tarafından işletilen otoparkın çalışma saatleri dışında otoparkta bırakılan araçlar bakımından davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının kabulü ile davanın reddine, aksi kabul halinde BK. 579.maddesi gereğince otoparkın çalıştırılmadığı gece saatlerinde meydana gelen
hırsızlık bakımında müvekkili şirketin kusurunun bulunmaması sebebiyle davanın reddine, aksi kabul hainde BK. 579/2 maddesi gereğince müvekkilinin zarardan sorumlu olacağı miktarın günlük otopark bedelinin on katını aşmayacak bedel olarak belirlenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği hasar bedelinin rücuen tahsili için açtığı tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının sigortalısı tarafından aracın davalının işlettiği otoparka bırakılması ile sigortalı ile otopark işletmecisi arasında 6098 sayılı TBK"nun 561 vd.(B.K.463.md.) maddelerinde düzenlenmiş olan vedia (saklama) sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. TBK"nun 561 vd. maddelerinde düzenlenen vedia akti gereği, menkul bir malı saklamak üzere alan malı aldığı şekliyle teslim etmekle yükümlüdür, kanunun kendine yüklediği yükümlülüğe uymayan saklayan bu nedenle oluşacak zararlardan sorumludur.T.B.K. 579 md.(B.K. 481 md.)uyarınca da sorumluluğu vardır.
Davacının sigortalısına ait aracın davalıya ait otoparka bırakıldığı, aracın davalı otoparkında bulunduğu sırada çalındığı hususları taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Taraflar arasında ihtilaflı olan husus, aracın otoparkta bulunduğu süre içerisinde sorumluluğunun belli bir zaman aralığı ile kısıtlı olup olmadığı ve sigortalı aracın çalınması olayında davalının ya da davacı sigortalısının kusurunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Bu durumda mahkemece, davaya konu rücuen tazminat isteminin dayanağı olan, davacının sigortaladığı aracın çalınması ve hasar görmesi olayında, davacının sigortaladığı aracın davalı uhdesindeyken çalınması ile davacı sigortacının rücu hakkının bulunduğunun kabulü ile vedia sözleşmesi gereği saklamakla yükümlü olduğu malı aldığı şekliyle iade edemeyen davalının ve davacı sigortalısının arasındaki aylık abonelik sözleşmesi getirtilip değerlendirilerek bu çerçevede kusur ve sorumluluğun değerlendirilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.