Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar dahili davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, yolsuz tescil hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tecsil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının çekişmeli 5565 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölümün kayden maliki olduğu, eşi A..A.."ın ve eşinin sahibi olduğu N. Turizm Tic. AŞ"nin borçları sebebiyle alacaklı A. Petrol Tic. Nak. Ltd. Şti. tarafından Antalya 2.İcra Müdürlüğünde 2008/251 sayılı icra takibinin yapıldığı, eşinin borcuna kefil olan davacı L. A.adına kayıtlı çekişmeli bağımsız bölümün ihale yoluyla 05.12.2008 tarihinde alacağa mahsuben alacaklı A. Petrol Tic. Nak. Ltd. Şti"ne satıldığı, davacı L.A.tarafından 12.12.2008 tarihinde ihalenin feshi davası açıldığı, 18.12.2008 tarihinde anılan şirket adına tapuda tescil işleminin yapıldığı, 19/12/2008 tarihinde taşınmazın H.Y. M."na 130.000.-TL bedelle satıldığı, daha sonra bu kişinin taşınmazı 20/05/2009 tarihinde Ş.Ü."a 140.000.-TL bedelle sattığı, ihalenin feshi davasının Antalya 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/1760-2009/115 sayılı kararıyla kabul edildiği, temyiz incelemesinden geçerek 25.05.2010 tarihinde kesinleştiği, bu arada kayıt maliki olan Şeref Ünlütaş"ın çekişmeli taşınmazı 02/11/2010 tarihinde 150.000.-TL bedelle F..D.."e devrettiği, F.D."in Ziraat Bankasından 75.000.-TL kullandığı ve banka lehine 75.000.-TL ipotek tesis edildiği, Alp Petrol Tic. Nak. Ltd. Şti. sahipleri, H.Y. M., Ş.Ü.ve F. D."in Burdur Bucak nüfus kütüğüne kayıtlı oldukları, F.D."in çekişmeli meskeni görmeden satın aldığı, taşınmazın resmi akit tablosundaki değeri ile gerçek değeri arasındaki farkın yüksek olduğu anlaşılmaktadır.
İhalenin feshi davasının kesinleşmesiyle A. Petrol Tic. Nakl. Ltd Şti"ne yapılan satış yolsuz tescile dönüşmüş olup bu davalı yönünden sicil dayanaksız kalmıştır.
Nevarki, taşınmazı A.Petrol Tic. Nakl. Ltd Şti"den satış yoluyla edinen diğer maliklerin temellüklerinde iyiniyetli olduklarının saptanması durumunda Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanmaları gerekeceği kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları,dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle,alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir.Bu amaçla Medeni Kanunun 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023.maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır.İşte bu nedenle Devlet,nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş,bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış,iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş,değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarakta tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur.Belirtilen ilke M.K.nun 1023.maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1.fıkrasına göre
"Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde,huzur ve güveni koruma,toplam düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin,iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi,hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta,şeklen iyi niyetli gözükeni değil,gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması,bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğin den (resen) nazara alınacağı ilkeleri 8.ll.l99l tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
Somut olayda, son malik F.D."in çekişmeli meskeni görmeden satın alması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi , taşınmazın davacı L.A.."dan sonraki tüm maliklerinin Burdur Bucak nüfusuna kayıtlı olmaları ve taşınmazın resmi akit tablosundaki değeri ile gerçek değeri arasındaki farkın yüksek oluşu karşısında ara malikler ile son malikin iyiniyetli olup olmadıkları yönünde duraksama olmuştur. Mahkemece ara malikler ile son kayıt maliki F..D.."in iyiniyetli olup olmadıkları yönünde yeterli bir araştırma yapıldığı ve delil toplandığı söylenemez.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle ara malikler ile son kayıt maliki davalı F..D.."in iyiniyetli olup olmadıklarının araştırılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Dahili Davacılar İ.. A.vd"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.