Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2773
Karar No: 2019/4170
Karar Tarihi: 28.03.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/2773 Esas 2019/4170 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Taraflar arasında asıl davada menfi tespit istemi yönünden davanın reddine, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Asıl davanın konusu, davalının aracılık faaliyetinde bulunarak kendisine ait taşınmazın trampası için imzalı boş kağıt veren davacının, davalının kötü niyetli olarak imzalı boş kağıdı kullanması sonucu uğradığı zarardır. Davalı ise, sözleşmenin imzalandığını ve tellallık ücretine hak kazandığını savunarak alacağının tahsili için icra takibi başlatmıştır. Mahkeme, asıl davanın reddine, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise kısmen kabul etmiş ve takibin devamına karar vermiştir. Ancak kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki olduğu belirtilerek, usul ve yasaya aykırı olan hükümün bozulması gerektiği ifade edilmiştir.
İlgili kanun maddeleri:
- 6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi: Mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder.
- 297/2. maddesi: Hüküm sonucunda, taleplerden her biri hakk
13. Hukuk Dairesi         2017/2773 E.  ,  2019/4170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit istemi yönünden; davanın reddine, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, kendisine ait taşınmazın trampa edilmesi için davalıdan aracılık faaliyetinde bulunmasını istediğini, bu amaçla imzalı boş kağıt verdiğini, davalının trampa edilecek taşınmazın, davalık olduğunu öğrenince; aracılık faaliyetinden kendiliğinden vazgeçtiğini, bu işlemler yapılırken araçta olduklarını ve kendisine ait başka tapularınında bulunduğunu, davalının kötü niyetli olarak bu tapu bilgilerini kullanarak imzalı boş kağıdı doldurduğunu, gerçekte dava konusu taşınmaza yönelik davalının herhangi bir aracılık faaliyetinin olmadığını, tellallık ücretine ilişkin icra takibinin haksız olduğundan bahisle yapılan takip yönünden borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, asıl davanın reddini dilemiş, birleşen davada; aralarındaki sözleşmenin bilerek ve isteyerek imzalandığını, hatta davacının sözleşmede parafının dahi bulunduğunu, kaldı ki aralarındaki sözleşmenin yazılı delil teşkil ettiğini ve aksinin yazılı delille ispatlanacağını savunarak davanın reddini dilemiş; açtığı dava ile tellallık ücretine hak kazandığını ileri sürerek alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 kötüniyet tazminatının tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, asıl davadaki menfi tespit istemi yönünden; davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise; davanın kısmen kabulü ile takibin 13.884,00 TL alacak yönünden devamına ve bu bedel üzerinden davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir.
    Somut olayda mahkemece, asıl davadaki menfi tespit istemine ilişkin olarak, kısa kararda, davanın reddine karar verilmiş iken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; “Davacı-Birleşen dosyanın davalısının, davalı-birleşen dosyanın davacısına borcunun 13.884,00 TL olarak tespit edilmesine rağmen, asıl davada davacının menfi tespit isteminin 4.524,00 TL yönünden kabulü gerektiği halde sehven davanın tamamı yönünden reddine karar verildiği” belirtilmiş olmakla, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. Bu husus, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup mahkemece, 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gereklidir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 29,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi