13. Hukuk Dairesi 2017/2773 E. , 2019/4170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit istemi yönünden; davanın reddine, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, kendisine ait taşınmazın trampa edilmesi için davalıdan aracılık faaliyetinde bulunmasını istediğini, bu amaçla imzalı boş kağıt verdiğini, davalının trampa edilecek taşınmazın, davalık olduğunu öğrenince; aracılık faaliyetinden kendiliğinden vazgeçtiğini, bu işlemler yapılırken araçta olduklarını ve kendisine ait başka tapularınında bulunduğunu, davalının kötü niyetli olarak bu tapu bilgilerini kullanarak imzalı boş kağıdı doldurduğunu, gerçekte dava konusu taşınmaza yönelik davalının herhangi bir aracılık faaliyetinin olmadığını, tellallık ücretine ilişkin icra takibinin haksız olduğundan bahisle yapılan takip yönünden borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini istemiştir.
Davalı, asıl davanın reddini dilemiş, birleşen davada; aralarındaki sözleşmenin bilerek ve isteyerek imzalandığını, hatta davacının sözleşmede parafının dahi bulunduğunu, kaldı ki aralarındaki sözleşmenin yazılı delil teşkil ettiğini ve aksinin yazılı delille ispatlanacağını savunarak davanın reddini dilemiş; açtığı dava ile tellallık ücretine hak kazandığını ileri sürerek alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 kötüniyet tazminatının tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davadaki menfi tespit istemi yönünden; davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise; davanın kısmen kabulü ile takibin 13.884,00 TL alacak yönünden devamına ve bu bedel üzerinden davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir.
Somut olayda mahkemece, asıl davadaki menfi tespit istemine ilişkin olarak, kısa kararda, davanın reddine karar verilmiş iken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; “Davacı-Birleşen dosyanın davalısının, davalı-birleşen dosyanın davacısına borcunun 13.884,00 TL olarak tespit edilmesine rağmen, asıl davada davacının menfi tespit isteminin 4.524,00 TL yönünden kabulü gerektiği halde sehven davanın tamamı yönünden reddine karar verildiği” belirtilmiş olmakla, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. Bu husus, az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup mahkemece, 10.4.1992 gün ve 1991/7 esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi, kısa karar ile bağlı kalınmaksızın, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilebilmesi için usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gereklidir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 29,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.