Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/30269
Karar No: 2016/8579
Karar Tarihi: 25.04.2016

Görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/30269 Esas 2016/8579 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2015/30269 E.  ,  2016/8579 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile temyizin kapsamının görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;:
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve Sanığın, adli sicil kaydında yer alan Tire Sulh Ceza Mahkemesi"nin 23/02/2010 infaz tarihli 2008/400 esas 2008/390 karar sayılı ilamındaki adli para cezasının kesin nitelikte olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmeyerek yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de, infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden bu hususun bozmayı gerektirmediği,
Anlaşıldığından, sanık ..."nin ve O Yer Cumhuriyet Savcısının ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 25/04/2016 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Sayın çoğunluğun sanık hakkında görevli memura direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin görüşüne aşağıdaki açıkladığım gerekçelerle katılmıyorum.
Günümüz itibariyle yeryüzünde istisnalar dışında ekonomik kalkınmasını tamamlamış ve insanlarının mutlu olduğu ülkeler demokratik ülkelerdir. Bunların göze çarpan en temel özellikleri ise temel hak ve özgürlükler konusundaki hassasiyetleridir. Hukuk sistemlerini bu esaslar üzerine kurmuş olan ülkeler soyut olan kuralları pratik yaşama geçirme konusunda da tavizsiz tavır içerisindedir. Bir ülkenin bu konudaki yerinin bir göstergesi de şiddete karşı olan düşünce insanlarının bu ülkelere göç etmesidir. Yerleşilen/yaşanılan ülkelerin insan hak ve özgürlükleri konusunda ileri, terk edilen/edilmek zorunda kalınan ülkelerin ise geri ülkeler olduğu görülmektedir. Temel hak ve özgürlükler konusundaki hassas ülkelerde insan onuru en hassas şekilde korunarak devletin yaşaması sağlanmaktadır.
Türkiye mevzuatı ile insan hak ve özgürlüklerinin gelişmiş olduğu ülkelerden geri olmayıp gerek iç mevzuatı, gerekse imzaladığı uluslararası sözleşmelere bakıldığında çağdaş demokrasiler ile yanyanadır. Ülkemizin sorunu ağırlıklı olarak uygulama yanlışları olarak görülmektedir.
İnsanlar esasen doğuştan özgür olup hak ve özgürlükleri hukuk ile teminat altına alınmaktadır. CMK.daki düzenlemeler derin tarihi tecrübelere dayanmakta olup Anayasada düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin dolaylı teminatı rolünü taşımaktadır. Ceza yargılamasında soruşturma ve kovuşturma evrelerinde görev alanların bu haklara saygılı davranmaya zorlamaktadır.
Yerel mahkemenin kararındaki 1. Hukuka aykırılık:
Yakalama ve gözaltına alma tedbiri Anayasanın 19., CMK. 90. ve 91. maddelerinde düzenlenmiştir. Kolluğun yakalama yetkisi CMK. 90/2. maddesinde düzenlenmiş olup yakalama sonrası yapılacak işlem CMK. 90/4. ve 5. madde ve fıkralarında açıkça düzenlenmiştir. Jandarmanın buna ilişkin yetkileri 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 25. maddesi yollamasıyla 1559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanununun 13. 15. 17. EK 6. maddelerinde düzenlenmiştir.
Özgürlük ve güvenlik hakkı Anayasanın 90/son madesi yollamasıyla İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 5. maddesi ile güvence altına alınmıştır.
Yerel mahkemece de kabul edilen oluşa göre,muhtar olan sanığın, olay yeri olan köy kahvehanesinde, bu işyeri ile ilgili belge konrolü yapan jandarma görevlisine hakaret nitelikli olmayan sözler söylemesi üzerine uyarıldığı, devamında ise işlem yapılmak üzere karakola götürülmek istenmesi üzerine gitmek istemediği "Beni kimse götüremez" şeklinde bağırdığı ve gitmemek için fiziki güç kullandığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkeme bu eylemi memura karşı direnme suçu olarak kabul etmiştir.
Sanığın istemediği halde bulunduğu yerden karakola götürülmek işlemi niteliği itibariyle gözaltına almadır.
Dosya içeriğinde yasanın aradığı gözaltına alma kararı bulunmamaktadır. Bu haliyle İ....S. 5/1. maddesi kapsamında özgürlükten yoksun bırakma işleminin yasallık koşulu somut olayda bulunmamaktadır. Yasallık koşulu bulunmamakla birlikte var olsaydı bile sözleşmenin 5/2. maddesine uygun şekilde işlem yapılmamıştır. Sözleşmeyi yorumlayan İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi yasallığın yanında gözaltına alınma işleminin, görünen bir sebebe ve usule uygun olduğu halde bireyi keyfiliğe karşı koruma amacına aykırı ise Sözleşme"nin 5. maddesinin ihlal edilmiş olduğunu kabul etmektedir.(Bozano para. 111, Conka para. 41-42)
Kolluk görevlisinin, yaptırımı ağır olmayan bir suçun mağduru olduğu durumda aynı zamanda soruşturma yapan rolünü üstlenmesi soruşturmanın tarafsızlığını gölgelemiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında Anayasa ve yasaların aradığı koşulları taşıyan gözaltına alma işleminden sözedilemez. Bu haliyle atılı suçun görevi yaparken işlendiği kabul edilemez. Hukuksal dayanaktan yoksun bir gözalına alma işlemine karşı gelmek görevliye karşı direnme suçunu oluşturmayıp koşulları varsa basit yaralama, tehdit gibi suçları oluşturabilecektir. Bu durumlarda da haksız tahrik veya meşru savunma koşullarının varlığı tartışılmalıdır. Somut olayda kolluğun yapması gereken, hakaret suçuna ilişkin tutanağı düzenlemek, varsa olay tanıklarını belirleyip kimliği bilinen sanıkla ilgili belgeleri Cumhuriyet Savcılığına iletmekten ibarettir.
Yerel mahkemenin kararındaki 2. Hukuka aykırılık:
Sanığın üzerine atılı suç sabit kabul edilse bile, yerel mahkemenin hükmünün bozulmasını gerektiren bir diğer husus ise; Muhtar olan ve hiçbir sabıkası bunulmayan sanık hakkında yargılama sırasındaki davranışları olumlu bulunarak cezasından taktiri indirim yapılmasına karşın, hiçbir veriye dayandırılmayan kişiliği, adli sicil kaydı, ve neye dayandığı açıklanmadan suça eğilimi nazara alınarak ileride bir daha suç işlemeyeceği olumsuz kanaatıyla hakkında CMK. 231., TCK. 50. ve 51. maddelerinin uygulanmamasına karar verilmesidir.
Anayasanın 141. CMK. 34., 230. maddeleri İ....S. 6. maddesi ve buna ilişkin Mahkeme"nin içtihatlarına göre mahkeme kararları yeterli gerekçeyi içermelidir. Yasadaki sözcüklerin aynen tekrarı ile taktir kullanılması yeterli gerekçeyi barındırmayacağı gibi hukukiliğin zıddı olan keyfiliğin önlenememesi sonucunu doğuracaktır. Her nekadar Yargıtay dosyadaki bilgi ve belgelerle uyuumlu ise bazı hallerde yasa tabirlerini kullanmayı yeterli görüyorsa da somut davada bu bile yoktur.
Yukarıdaki gerekçelerle sayın çoğunluğun onamaya ilişkin görüşüne katılmıyorum.







Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi