20. Hukuk Dairesi 2015/14869 E. , 2015/13119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyünde bulunan 112 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 2903 he 9498,58 m² yüzölçümü ile, 273 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 1663 he 6435,81 m² yüzölçümü ile nitelikleriyle adına tespit edilmişlerdir.
Davacı ..., 10.01.2008 tarihli dava dilekçesi ile, ve ... karşı açtığı davada; atalarından kalan ve rızaî taksimle kendisine düşen sınırlarını bildirdiği yaklaşık 3 dönüm kadar olan taşınmazın kadastro sırasında 112 ada 1 nolu parseli içerisinde bırakıldığını belirterek, 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, dava ettiği taşınmazın kendisi adına tapuya tescilini talep etmiştir.
..., 22.01.2008 harç tarihli müdahale dilekçesi ile; 112 ada 1 nolu parseli içinde kendisine atalarından kalan yaklaşık 10 dönüm miktarında taşınmaz olmasına rağmen, kadastro sırasında bu taşınmazın olarak tespit edildiğini belirterek müdahil davacı olarak davaya katılmak istemiştir
Birleştirilen dosya davacısı ..., asliye hukuk mahkemesinde, ... ve arkadaşlarına karşı açtığı davada; kendisinin ... köyü muhtarı olduğunu, davalılar tarafından ... ile ... köyleri arasında sınır olarak belirlenen ... çayının, ... mevkiinde bulunan çay yatağının kepçe ile kazmak ve boru döşemek sureti ile müdahale ettiklerini, ayrıca ... köy sınırları içerisinde kalan yerde 200-300 metre kadar kanal kazıp boru döşediklerini belirterek davalıların müdahalelerinin men"i ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmişler, asliye hukuk mahkemesince dava konusu taşınmazlar için 112 ada 1 ve 273 ada 1 parsel sayılı kadastro tutanakları düzenlendiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya kadastro mahkemesinin ... Esas sayılı sırasına kaydedildikten sonra, dava edilen taşınmazlardan 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mahkemenin ... Esas sayılı dosyasında davalı olması sebebi ile dosyaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece asıl dava dosyası açısından; davacı ... ve müdahil ..."ın davalarının reddine, birleştirilen ... esas sayılı dosya açısından, mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, birleştirilen ... esas sayılı dosya açısından görevli ve yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, ... köyü 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline, 273 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tescil işlemleri tamamlanmak üzere tutanağın .... Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tahdidine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 13.12.2007 - 11.01.2008 tarihleri arasında ilân edilen, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi uyarınca yapılan kadastrosu bulunmaktadır. Yargılamanın devamı sırasında; 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince yapılan çalışmalar 19.12.2013 tarihinde ilân edilmiştir.
1) Birleştirilen dava dosyası açısından, davanın; dava konusu edilen taşınmazın mülkiyetine yönelik olmadığı, davanın taraflarının dava konusu taşınmazın vasfını taşıdığını kabul ettiği, davanın suya yönelik müdahalenin önlenmesine yönelik olduğu, taşınmazın mülkiyetine yönelik olmayan bu tür suya müdahalenin önlenmesi davalarında görevli mahkemenin kadastro mahkemesi değil asliye hukuk mahkemeleri olduğu, mahkemece kurulan görevsizlik kararının usûl ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla birleştirilen dava dosyası açısından verilen görevsizlik kararının onanması gerekmiştir.
2) Davacı ..."in dava açtığı 112 ada 1 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki: Mahkemece dava reddedilirken bilirkişi raporlarına göre dava edilen alanın sayılan yerlerden olduğuna ilişkin raporlar gerekçe gösterilmişse de, bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli nitelikte değildir. bilirkişi raporunda davacı ..."in dava ettiği (A) harfi ile gösterilen alanın 1960 tarihli memleket haritasında 1/25000 ve 1/3000 ölçekli olmak üzere ayrı ayrı konumu gösterilmişse de, her iki haritada taşınmaz farklı noktalarda gösterildiği gibi taşınmazın hava fotoğrafında sayılan alanda kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen, taşınmaz üzerinde bulunan bitki örtüsünün niteliği konusunda bilgi verilmemiştir. Ayrıca, yargılamanın devamı sırasında dava edilen taşınmazda 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince de çalışma yapıldığı açıklandığına ve davanın varlığı 2/B uygulamasının kesinleşmesini önlediğine göre, uyuşmazlığın buna göre incelenip çözümlenmesi gerekirken, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamıştır. Bundan başka, ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazın üzerinde bulunan ağaçların cinsleri, sayısı, dağılımı ve yaşları konusunda yeterli bilgi verilmemiştir.
O halde, mahkemece, en eski, 1975-1980"li yıllara ait, memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç , bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi olan bir yerin üzerindeki bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt toprağının sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde davacının davasının kabulüne karar verilmeli, dava konusu taşınmazın sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde ise, dava aynı zamanda 2/B uygulamasına itiraz davasına da dönüştüğünden, 6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile bilim ve fen bakımından niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin rejimi dışına çıkartılacağı hükmünü getirmiş olduğuna göre, bu sefer mahkemece; dava konusu taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce niteliğini yitirip yitirmediğini araştırmalıdır. Bu durumda, bilirkişilerce hazırlanacak raporda, dava konusu taşınmazın bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve karlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları saptanmalı, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olgular tartışılmalı ve taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiğinin saptanması istenerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle birleştirilen dava dosyası açısından verilen görevsizlik kararının ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle davacı ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 112 ada 1 parsel içinde kalan ve bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısım açısından BOZULMASINA 24/12/2015 günü oy birliği ile karar verildi.