16. Hukuk Dairesi 2014/18078 E. , 2015/15847 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan temyiz konusu 215 ada 100 ve 101 parsel sayılı 20257 ve 8137.56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla ... oğlu ölü ... ve ... oğlu ölü ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., miras yolu ile gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 215 ada 100 ve 101 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ..."ın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile çekişmeli 215 ada 101 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili hükmün ONANMASINA,
2- Çekişmeli 215 ada 100 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava; kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Davacı ..., çekişmeli 215 ada 100 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün 215 ada 102 parsel ile bir bütün halinde murisi ..." tan intikal ettiği, ... mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediği, kardeşi olan ..."ın, diğer mirasçıların rızası olmadan çekişmeli bölümü ..." a sattığı, ancak ... tek başına yaptığı satışın geçersiz olduğu gerekçesiyle murisinden intikal eden bölümün ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Tespit maliki ... mirasçılarından ..., çekişmeli bölümün davacı tarafın murisine aitken murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında yapılan taksimde bu bölümün ..."a bırakıldığı, ..."in de taşınmazı babası ... 2002 yılında sattığı ve zilyetliğini devrettiği, satışa dair senedin bulunduğu ve zilyetliğin kendilerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının murisi olan ... mirasçıları arasında yapılan taksimin kız çocukların katılmadığı gerekçesiyle geçersiz olduğu, davalı tarafın dayandığı satış senedinin çekişmeli taşınmazın hangi bölümüne ait olduğunun belirlenemediği ve davacı tarafın iddialarının ispat olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve davacı tanığı; çekişmeli taşınmazın bir bölümünün davalı tarafın murisi ... ait olduğunu, davalı tarafın dayandığı satış senedinin çekişmeli taşınmaz içerisindeki bir bölüm yere ait olduğunu, ancak tam olarak nereye ait olduğunu bilmediklerini, davacı tarafın murisi ... ölümünden sonra erkek çocukların kendi aralarında taksim yaptıklarını belirtmişlerdir. Fen bilirkişisi de 27.04.2012 tarihli raporda; davalı tarafın dayandığı 30.04.2002 tarihli senetteki sınırların zeminde mevcut olduğunu ancak senetteki hudutların sehven ters yazıldığını açıklamıştır. İddia, davalılardan ..."ın savunması, keşifteki beyanlar ve fen bilirkişisi raporuna göre; çekişmeli taşınmazın bir bölümünün davacı tarafın murisi Ali"ye aitken Ali mirasçılarından Temel tarafından tespit maliki ..."a 2002 tarihli senet ile satıldığı tartışmasızdır. İhtilaf, ..."ın ölümünden sonra terekesinin usulünce taksim edilip edilmediği, 2002 tarihli senedin çekişmeli taşınmazın hangi bölümüne ait olduğu ve senedin ait olduğu bölümün usulen yapılan taksimde ..."a bırakılıp bırakılmadığı hususlarındadır. Taksime dayanan taraf bu iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Geçerli bir taksimin varlığından söz edilebilmesi için taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılmaları, katılmayan mirasçıların taksime muvaffakat vermeleri, her mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz mal verildiğinin, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiğinin somut olarak ortaya konması gerekir. Yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıkların, ihtilaflı noktalarda alınan beyanları yetersizdir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Hal böyle olunca; mahallinde yeniden fen bilirkişisi, yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları huzuru ile keşif yapılmalı, davacı taraftan dava konusu ettiği bölümü göstermesi istenerek dava konusu somutlaştırılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıklardan davalı tarafın dayandığı 30.04.2002 tarihli senetteki sınırlar okunarak ait olduğu bölüm tereddütsüz belirlenmeli, davacının murisi ..."ın terekesinin mirasçıları arasında taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise ne zaman, nerede, kimlerin katılımı ile yapıldığı, tüm mirasçılarının katılıp katılmadığı, katılmayan mirasçı varsa temsil edilip edilmediği ya da sonradan icazet verip vermediği, taksim varsa çekişmeli taşınmaz bölümünün kime isabet ettiği, bu bölümün satışı yapan ... bırakılıp bırakılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması durumunda tüm tespit bilirkişileri dinlenilerek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli ve senet uygulamasını gösterir şekilde krokili rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davacı ..."ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.