17. Hukuk Dairesi 2015/19272 E. , 2016/4518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı tarafından kasko poliçesi ile sigortalanan davacıya ait aracın, davacının oğlu ..."nun sevk ve idaresindeyken kaza yaptığını, davacı sürücüsünün önündeki kamyonun üstüne manevra yapması nedeniyle kazanın gerçekleştiğini ve zincirleme kazaya dönüştüğünü, davacı sürücüsünün diğer sürücülerin üstüne yürümesinden korkup uzaklaşması nedeniyle kaza tespit tutanağının yoklukta düzenlendiğini, kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasar miktarının Sulh Hukuk Mahkemesi"nde açtıkları tespit dosyasında alınan rapora göre 43.697,32 TL. olduğunu, hasar bedelinin başvuruya rağmen davalı tarafça ödenmediğini belirterek 43.697,32 TL"nin kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı sürücüsünün kazadan sonra kaza yerinden kaçtığını, alkol raporunu almadığını, rizikonun gerçekleşmesi aşamasında doğru beyan ve ihbarda bulunmadığını, rizikonun teminat içinde kaldığının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, ihbar yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmeyen davacının poliçeden doğan haklarının zayi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 35.000,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 28.09.2011"den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle dava konusu rizikonun teminat kapsamında kaldığının kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından, davalı sigorta şirketi aleyhinde açılan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava konusu rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle aracında oluşan ve delil tespiti dosyasında saptanan hasar bedelinin tahsilini talep etmiş; mahkemece hükme esas alınan makina mühendisi bilirkişinin, hasarın araç rayiç bedelini aşması nedeniyle tamirin ekonomik olmadığı ve aracın perte ayrılmasının uygun olduğu yönünde kanaat bildirmiş olması gözetilerek, davacı aracının riziko öncesi 2. el piyasa rayiç bedeli olan 35.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece, davacının talep edebileceği tazminat miktarı belirlenirken, davacı tarafın, araç hurdasını talep etmediği ve hurdanın sigortacıya bırakılarak araç bedeline hükmolunmasını talep ettiği yönündeki beyanı gözetilerek hüküm tesis edilmiştir.
Kasko Sigortası Genel Şartları"nın B.3.3.1.2.1. maddesi hükmü uyarınca "onarım masrafları, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır.Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur" hükmü öngörülmüştür.Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere davalı sigorta şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigorta ettiren, sigortalı araç hurdasının kendisine verilmesini istemedikçe, sigortacı tarafından hasarlı araç sigorta ettirenin uhdesinde bırakılıp hurda bedelini tazminattan düşmesi olanaklı değildir. Zira, kasko sigortasında aslolan amaç, zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır.Araç hurdasının kimin uhdesinde bırakılacağı konusunda seçimlik hak, davacı sigortalıya aittir. Hasarlı aracın davacı sigortalı uhdesinde kalması halinde, belirlenen piyasa değerinden sovtaj değeri mahsup edilerek davalının sorumlu olacağı gerçek zarar tespit edilmelidir. Aksi halde ise, davacı sigortalı, hasarlı aracın, davalı sigortacıya mülkiyetinin geçirilmesi hususunda gerekli yükümlülükleri yerine getirmelidir. Bu durumda, aracın olay tarihindeki 2. el piyasa rayiç değerinin davacı sigortalıya ödenmesi gerekir.
Somut olayda, davacıya ait aracın pertinin uygun olduğu, piyasa rayicinin 35.000,00 TL, sovtaj bedelinin 15.755,00 TL. bulunduğu tespit edilmiştir.Dosya kapsamından ve davacı vekilinin 11.11.2014 tarihli celsedeki beyanından, hasarlı aracın davacı sigortalı uhdesinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Davalı vekili de, araç hurdasının davacıda olduğunu ileri sürmüştür.Bu durumda mahkemece, araç hurdasının davacı sigortalı uhdesinde bulunduğu ve davacının seçimlik hakkını araç hurdasının davalı sigortacıya bırakılması yönünde kullandığı da gözetilerek; davacı aracının hurdasının davalı sigortacıya aidiyetine hükmolunmayışı hatalı olup bozma sebebi ise de; bu konudaki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3. Maddesi delaletiyle, mülga, 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı "Davanın kısmen kabulü ile 35.000,00 TL. alacağın temerrüt tarihi olan 28.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine" tümcesinden sonra gelmek üzere "davacıya ait ... plakalı araç hurdasının davalı sigortacıya bırakılmasına" tümcesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.