Esas No: 2016/195
Karar No: 2016/8542
Karar Tarihi: 25.04.2016
Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/195 Esas 2016/8542 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2016/195 E. , 2016/8542 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
KARAR
Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265/1, 125/3-a, 43/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 1 yıl 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/02/2012 tarihli ve 2010/529 esas, 2012/30 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına ilişkin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2012 tarihli ve 2012/309 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2014 gün ve 146441 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, mercii İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığın Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2010 tarihli ve 2009/361 esas, 2010/233 sayılı ilâmı ile kasıtlı suçtan sabıkasının bulunduğu gerekçesiyle itirazın kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, bahse konu ilâma konu suçun 27/12/2008 tarihinde işlendiği, kararın ise 09/06/2010 tarihinde kesinleştiği, yargılama konusu suçların ise 12/05/2009 tarihinde işlendiği cihetle sanığın adli sicil kaydında bulunan işbu mahkumiyet hükmünün hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmediği gözetilmeksizin itirazın reddi yerine, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
İnceleme konusu somut olayda; Sanığın adli sicil kaydında bulunan ve mercii tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil ettiği belirtilen Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/361 Esas 2009/233 Karar sayılı ilamının 09.06.2010 tarihinde kesinleştiği ve suç tarihi olan 12.05.2009 itibariyle adli sicil kaydında bulunmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği anlaşılmıştır. Hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarının somut zarar suçu olmadığı, sanığın da duruşmada CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasını talep ettiği görülmüştür. Bu nedenlerle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluştuğu, Asliye Ceza Mahkemesi"nce subjektif koşulun da değerlendirilerek olumlu kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İtiraz merciince, "sanığın kasıtlı suçtan mahkumiyeti olduğu ve CMK"nın 231/6. maddesindeki koşulun gerçekleşmediği" şeklindeki hatalı tespiti ile itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2012 tarihli ve 2012/309 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 25/04/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.