
Esas No: 2020/2009
Karar No: 2021/6618
Karar Tarihi: 09.11.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/2009 Esas 2021/6618 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinden verilen 09.06.2020 tarihli ve 2019/2044 Esas - 2020/579 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak talep edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09/11/2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... ve tereke temsilcisi ... geldiler. Duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve tereke temsilcisinin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ..."ın maliki olduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazını 09.11.1987 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı oğulları ..., ... ve ..."a devrettiğini, yapılan işlemin kız çocuğu olan kendisinden mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, daha sonra davalılardan ... ve ..."ın paylarını 03/09/1999 tarihinde ara malik dava dışı ..."a temlik ettiğini, onun da murisin vefatından sonra hisseleri ..." ın oğulları olan davalılar ... ve ..."a ve ..."ın oğulları ... ile ..."a devrettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada sunduğu 20.6.2019 tarihli dilekçesi ile talebini daraltarak payı oranında tapu iptal-tescile karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, 1987 yılında taşınmazın boş arsa olduğunu, üzerindeki binayı kendilerinin yaptığını, arsa bedelinin ..., ... ve ... tarafından ödendiğini, ancak muris adına kayıt ve tescil edildiğini, bu sebeple murisin taşınmazı kendilerine devrettiğini, binanın 1990 yılında yapıldığını, murisin katkısının olmadığını, mirasbırakanın kızlarından mal kaçırmak gibi bir amacının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılardan ... ve ...’ın dava konusu taşınmazda pay sahibi olmadıklar gerekçesi ile bu davalılar yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden muris muvazaasına ilişkin iddianın sübut bulduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesince, murisin 09/11/1987 tarihinde yaptığı devir işleminin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı, taşınmazın bedelinin oğlu Seyithan"ın ödenmesi ve üzerine bina yapmak istemesi nedeniyle devrin yapıldığı, yapılan işlemin 1-4-1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK kapsamında kalmadığı gerekçesi ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisi ortadan kalkar. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer.
Somut olayda, mirasbırakan ...’ın terekesine ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/853 Esas -2017/68 Karar sayılı kararı ile ...’un temsilci olarak atandığı, söz konusu kararın 14.06.2017 tarihinde kesinleştiği, davacının ise yargılama aşamasında sunduğu 20.06.2019 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesindeki talebini daraltarak miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu anlaşılmakla, tereke temsilcisi ile takip edilen davada davacının talebini pay oranında daraltmasının hukuki sonuç doğurmayacağı, öte yandan Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın tereke temsilcisine usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin temyiz talebinde bulunmadığı, davacının ise davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle temyiz etme hakkının da bulunmadığı açıktır.
Bu durumda tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre, davada sıfatı kalmayan davacı vekili tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine de olanak bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 3.050.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 09/11/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.