
Esas No: 2016/8679
Karar No: 2016/10166
Karar Tarihi: 20.06.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/8679 Esas 2016/10166 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespitine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır. Ayrıca, eldeki davaya ilişkin kuvvetli delil niteliğinde olan kesinleşen işçi alacağı davasının; Kurumun taraf olmaması nedeniyle hak düşürücü süreye etkisi olmadığı bilhassa belirtilmelidir.
Eldeki davada, davacı, 14/10/1994-01/01/1997 tarihleri arasında davalı ...’de geçen hizmetlerinin tespitini istemiştir. Hizmet cetvelinin incelenmesinde, 01.01.1997-17.05.1999 tarihleri arasında davalı işverenden bildirimlerinin bulunduğu ayrıca 15.10.1994 tarihinde davacı sigortalı imzasını içerir işe giriş bildirgesinin de mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kabulü ile 14.10.1994-01.01.1997 tarihleri arası kabul edilmiştir. Mahkemece, 15.10.1994 tarihinden itibaren hak düşürücü sürenin işlemeyeceği hususunun gözetilmeksizin 14.10.1994 tarihinden itibaren davanın kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirir.
3-Davacının talebine ve temyiz eden kurum sıfatına göre hükmün kısmi kabul niteliğinde olduğu anlaşılmakla, avukatla temsil edilen davalı ...lehine, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekâlet ücretine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hüküm fıkrasının 1. Bendini silinerek yerine, “ Davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı belediyeye ait 2050.072.02 sicil numaralı işyerinde, 15.10.1994-31.12.1996 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının tespitine” ibarelerinin yazılmasına
2-Hüküm fıkrasının 4. Bendinin devamına, “davalı Kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT 6. maddesine göre takdir edilen 1.800 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı Kuruma verilmesine” ibaresinin eklenmesine, kararın bu şekliyle DÜZELTEREK ONANMASINA, 20.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.