10. Hukuk Dairesi 2016/4654 E. , 2016/10163 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, malûliyet oranının belirlenmesi,aksi Kurum İşleminin iptali ve dava tarihinden itibaren malûllük aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Yasa"nın 53. maddesine göre, “…Kurum hastanelerince düzenlenecek usûlüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği Kurumca tespit edilen sigortalı, malûllük sigortası bakımından malul sayılır...Bu Kanun kapsamında ilk defa çalışmaya başladıkları tarihte mevcut hastalık veya arızası bulunanlar bu hastalık veya arızasının malûl sayılmayı gerektirecek düzeyde olmadığını Kurum veya Kurum dışındaki hastanelerden işe girmeden önce alınmış, usûlüne uygun sağlık raporu ve dayanağı tıbbi belgelerle kanıtlamakla yükümlüdürler. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalılar bu hastalık veya arızaları nedeni ile malûllük sigortası yardımlarından yararlanamazlar.”
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 506 sayılı Kanunun 109. maddesinde (5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usûl ve Esasları”na dair 95. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S.Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulunca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Genel Kurulu tarafından giderilip kesin olarak karar bağlanması da zorunludur.
506 sayılı Kanunun 109. maddesinde öngörülen prosedür gözetildiğinde, S.S.Yüksek Sağlık Kurulunun 06.12.2013 tarihli raporunda, davacının, %60 kayıp olmadığı için malul sayılmayacağına karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nin 23.12.2015 tarihli raporuna göre ise, davacının çalışma gücünün en az % 60 kaybettiği ve maluliyet başlangıcını da Namık Kemal Üni.’nin 04.09.2013 tarihli sağlık raporu olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi’nin kararlarının çeliştiği belirgindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının çalışma gücünün en az %60"ının kaybettiğinin tespiti ile maluliyet başlangıç tarihinin 04/09/2013 olduğunun tespiti ve bu tarihi takip eden ay başından itibaren davacıya maluliyet aylığının bağlanması gerektiğinin tespitine dair hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemece, Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi’nin raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Genel Kurul’undan rapor alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile ayrıca, davacının, talebinin dava tarihi olan 12.06.2014 tarihinden itibaren aylığın bağlanması iken Mahkemece, Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi raporunda geçen başlangıç tarihi olan 04.09.2013 tarihinin esas alınması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.