17. Hukuk Dairesi 2014/1671 E. , 2016/4473 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :......Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ..... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı şirkete sigortalı olan ve petrol platformu için kullanılacak malzemelerin antrepoda bulunduğu sırada 09.09.2009 tarihinde yağan şiddetli yağmur sonucunda hasarlandığını ve davacının sigortalısını 93.805,00 TL tazminat ödediğini, 1 nolu davalı şirketin mülkün maliki olduğunu, davalı ... Şirketinin işletici olduğunu, davalı ... şirketinin işyerinin sigorta poliçesinin yapan şirket olduğunu, davalı ... şirketinin yaptığı sigorta poliçesinin antrepoda meydana gelecek hasarlarda 3 kişini uğrayacağı zararı da teminat altına aldığını bu nedenle bir nolu davalı şirketin bina maliki olması nedeniyle kusursuz sorumluluk hükümlerinden dolayı 2 nolu davalı şirketin hasarın meydana geldiği antreponun işletmesinin üstlenilmesi nedeniyle 3 nolu sigorta şirketinin de zararı kapsayan sigorta ilişkisin tarafı olması nedeniyle bu zarardan sorumlu olduklarını ve TTK 1301 maddesine göre sigortalıya ödenen bedel yönünden ödemem tarihinden itibaren davalıların avans faiziyle birlikte bu bedelden sorumlu olduklarını ve davalılardan 93.805,00 TL nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, BK 60 maddesine göre zararın öğrenildiği tarihten bir yıl içinde bu davanın açılabileceğini olay tarihi itibari 1 yılık zaman aşımı süresinin dolduğunu ve yine davanın esastan da redde mahkum olduğunu çünkü sel felaketinin mücbir sebep boyutlarını dahi aşan bir doğan olayı olduğunu, birkaç saat içinde yağan olağanüstü bir yağış nedeniyle zararın meydana geldiğini bu
durumun olağanüstü bir olay olduğunu davalının her türlü önlemi alsa dahi zararın önüne geçemeyeceğini bu nedenle mücbir sebep boyutlarını aşan bu yağış nedeniyle hiçbir sorumluluğu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...... vekili, 09.09.2010 tarihinde meydan gelen sel felaketinin Ayamama dersinin taşması nedeniyle ve bu sel baskının da askeriyenin barajının patlaması neticesinin doğduğunu, bu sel felaketinin olağanüstü doğal bir afet niteliğinde mücbir bir sebep olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; olağanüstü hali gerektirecek derecede yağan yağışın mücbir sebep olduğu hangi tür tedbir alınsa da zararın önüne geçilemeyeceği, ön görülemeyen kaçınılmaz bir durum olduğu bu nedenle de depo kiracısının da sorumluğuna gidilemeyeceği tüm davalılar yönünden açılan davanın reddi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı...... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece verilen kararda, birden fazla davalı olmasına ve her bir davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmasına rağmen vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm fıkrasında tek davalı varmış gibi yazılmıştır. Bu durum davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti tahsili noktasında anlaşılır değildir. 1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Birden fazla davalı olmasına ve her bir davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmasına rağmen vekalet ücretine hükmedilirken davalılar yerine davalı denilmesi isabetli olmayıp bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi
delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı .... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 4. bend başında “davalı vekili” ibaresinin “davalılar vekili” olarak değiştirilmesine, yine aynı sayılı bendin sonunda bulunan “davalıya” ibaresinin “davalılara” olarak değiştirilmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,7.4.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.