Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/636 Esas 2016/8532 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/636
Karar No: 2016/8532
Karar Tarihi: 25.04.2016

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/636 Esas 2016/8532 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Kocaeli Çocuk Mahkemesi, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 116/2 ve 31/3. maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası verdi. Ancak Adalet Bakanlığı, bu cezanın ertelenmesine dair kararın kanun yararına bozulması isteğiyle dosyayı Yargıtay'a gönderdi. Yargıtay, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/3. maddesi uyarınca, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan 30 gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olanlar için hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğini hatırlattı. Ancak kararın suça sürüklenen çocuk müdafii yerine çocuğa tebliğ edilmeden kesinleştirildiği için kanun yararına bozma isteği reddedildi. Kanun maddeleri:
- Türk Ceza Kanunu 116/2
- Türk Ceza Kanunu 31/3
- Türk Ceza Kanunu 51/1
- Türk Ceza Kanunu 50/3
- CMK 309. madde
18. Ceza Dairesi         2016/636 E.  ,  2016/8532 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
KARAR
İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/2 ve 31/3. maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 51/1. maddesine göre hapis cezasının ertelenmesine dair Kocaeli Çocuk Mahkemesinin 15/05/2012 tarihli ve 2008/7 esas, 2012/301 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/01/2016 gün ve 413472 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. maddesinde yer alan. "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." şeklindeki düzenleme karşısında, suçun işlendiği tarih itibarıyla 18 yaşını ikmal etmeyen ve adli sicil kaydına göre, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının, anılan maddenin 1. fıkrası bentlerindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; kararın suça sürüklenen çocuk ... ve müdafiinin yokluğunda verildiği, suça sürüklenen çocuğa atanan zorunlu müdafiin kovuşturma aşamasında duruşmaya çağrılarak suça sürüklenen çocuk hakkında savunmada bulunduğu ancak yoklukta verilen kararın müdafii yerine suça sürüklenen çocuğun kendisine tebliğ edilerek kararın kesinleştirme işlemlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun; vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiğine dair, 11/1. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuk müdafiine gerekçeli kararın tebliğ edilmemesi nedeniyle, kesinleştirme işlemlerinin usulsüz olduğu, dolayısıyla kararın bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla incelenmesinin olanaklı olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, hükmün henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Hükmün kanun yolu bildiriminin başvuru mercii, süresi ve yöntemi açısından şerhli davetiye ile suça sürüklenen çocuk müdafiine bildirilip, süresinde başvuruda bulunulması halinde temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesini, aksi takdirde usulünce kesinleştirme işlemi yapılarak, bu aşamadan sonra kanun yararına bozma isteminde bulunulmasını teminen mahkemesine iadesine, 25.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.