20. Hukuk Dairesi 2015/2924 E. , 2015/13074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ... Mahallesi 115 ada 2 parsel sayılı 2/B parselinin kadastro tutanağının beyanlar hanesine ... Kurtaran’ın zilyetliğinde olduğu şerhi verilmiştir.
Davacı, taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek dava açmış, daha sora 115 ada 2 nolu parsele ilişkin itirazının olmadığını, kendisine ait komşu parsele ilişkin adına tespit yapılmadığını, davasının buraya yönelik olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, davacının 115 ada 2 parsele yönelik davasının olmadığı, çekişmeli yerin ada ve parsel numarasını belirtmediği, davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine ve 115 ada 2 nolu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, davacı tarafından temyiz edilen, hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/03/2012 tarih ve 2012/1830 - 2012/2933 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “ Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde incelenmesi biçiminde gerçekleşir. Taşınmaz davalarında, davayı kesin ret sebebi olsa bile, sonradan açılacak davalarda kesin hüküm oluşturabilmesi için, deliller toplandıktan sonra arazi başında keşif yapılarak, taşınmazın paftadaki tam yeri ve yüzölçümü belirlenerek ve krokiye bağlanarak karar verilmesi gerekir.
Bu nedenle; mahkemece, davacının dava dilekçesine eklediği 17.03.2010 günlü satış senedindeki sınırlarda uygulanarak keşif yapmadan ve taşınmazın yeri şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanmadan karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı” olduğuna değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra yapılan keşifte, dava konusunun ... Mahallesinde (A) harfi ile gösterilen 9536,04 m² yüzölçümlü taşınmaz olduğu ve bu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı tutulmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştirilmek üzere tapu müdürlüğüne gönderilmesine kararı verilerek, dava dosyası ... Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1951 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları ile 1990 yılında yapılarak kesinleşen ... ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1950 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ve 1990 yılında yapılan ve kesinleşen ... ve 2. madde uygulaması vardır. 1957 yılında da arazi kadastrosu yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu ve dava tarihi itibariyle 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/12/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.