Esas No: 2022/1813
Karar No: 2022/6253
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1813 Esas 2022/6253 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1813 E. , 2022/6253 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yalan tanıklık, örgüte bilerek isteyerek yardım etme, görevi kötüye kullanma, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi, hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosyanın Dairemizin 13.10.2021 tarih, 2021/15511 esas, 2021/16726 karar sayılı ilamı ile "İddianamede dosya eki olarak dört klasörden oluşan soruşturma evraklarının olduğunun belirtildiği ancak Dairemize gönderilen dosyada bu eklerin bulunmadığı anlaşılmakla; anılan eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine" karar verilmesinden sonra "Dosyanın mahallinde 24/10/2012 tarihinde vuku bulan sel afetinde zayi olması sebebiyle mevcut hali ile gönderildiğine işaret edilerek iade edilmiş olması" sebebiyle Dairemize aynı şekilde gönderilmesi üzerine mevcut hali ile yapılan inceleme neticesinde;
1-Sanık ... hakkında yalan tanıklık suçundan verilen hükmün temyiz incelemesi neticesinde;
5237 sayılı TCK'nın 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 10.maddesi ile TCK'nın 53.maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşaması da gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz nedenleri yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında yalan tanıklığa azmettirme suçundan verilen hükmün temyiz incelemesi neticesinde;
5237 sayılı TCK'nın 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun'un 10.maddesi ile TCK'nın 53.maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşaması da gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz nedenleri yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
Hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanıkların yargılama konusu eylemlerinin soruşturma veya kovuşturma iznine tabi olmayan 5237 sayılı TCK'nın 257/1. maddesi kapsamında yer alan suça ilişkin olduğu, 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesi ile basit yargılama usulünün getirildiği ancak Anayasa Mahkemesinin 16/03/2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14/01/2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup henüz “kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış” dosyalar açısından Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun'a 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Yasa'nın 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin "basit yargılama usulü" bakımından iptal edildiği ve bu kararın sonuçları itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu anlaşılmakla, TCK'nın 7/2 ve CMK’nın 251. maddeleri gereğince “Basit Yargılama Usulü" yönünden yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA,
4-Sanık ... hakkında verilen hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
UYAP-MERNİS'ten alınan nüfus kayıt örneğinde sanık ...'ın hükümden sonra 20.09.2020 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, gerekli araştırmanın yapılarak sanığın ölmüş olduğunun tespiti halinde, 5237 sayılı TCK'nun 64/1 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılmış kamu davalarının düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA,
5-Sanık ... hakkında verilen hükmün temyiz incelemesi neticesinde;
a-Sanığın almış olduğu ve ele geçirilen büyükbaş hayvanın suç konusu olduğu hususu açıklığa kavuşturulamamış olmasına rağmen beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
b-Kabule göre de; 24.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK'nın 165/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA,
6-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nin 13/06/2013 gün ve 2013/16811 Esas, 2013/17463 Karar sayılı ilamı ile onanan Çerkezköy 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/458 Esas sayılı davada beyanda bulunan ve beyanları hükme esas alınan jandarma tanıklar ... ve ...'in beyanlarına göre sanığın, mağdur ...'nin büyükbaş hayvanının hırsızlanmasına iştirak ettiğine ve bunun için konut dokunulmazlığını ihlal ettiğine dair bir tespit bulunmadığı nazara alındığında; mezkur dosya getirtilip incelenerek mümkünse dosyaların birleştirilmesi, mümkün olmadığında bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA,
7-Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükmün temyiz incelemesi neticesinde;
TCK'nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunun kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması ile oluşacağı gözetildiğinde; sanığın eyleminin yalan tanıklığa azmettirme suçunu oluşturduğu ve bu suçtan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraatlerine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA,
8-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan, sanıklar ..., ... ve ... haklarında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçundan kurulan hükümlerin temyizinde;
TCK'nın 220. maddesinde tanımlanan "örgütün" varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, "devamlılık" göstermesi gerekir.
Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığı için işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, amaç suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alındığında, devamlılığın belirlenmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması zorunludur.
Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
Somut olayda sanık ... liderliğinde bir araya gelen sanıkların hırsızlık suçunu işlemek için örgüt kurdukları iddia ve kabul olunmuş ise de sanıklar arasında sürekli şekilde suç işleme iradesinin yanında hiyerarşik bir ilişki bulunduğunu ispatlayacak kesin delilin de tespit edilemediğinin anlaşıldığı dosya içeriğine göre unsurları oluşmayan örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerekirken yetersiz ve dosya içeriğiyle uyuşmayan gerekçelerle mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve müdafiilerinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 30.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.