Esas No: 2021/9095
Karar No: 2022/4591
Karar Tarihi: 11.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/9095 Esas 2022/4591 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/9095 E. , 2022/4591 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 22/06/2018 tarihli 2018/İHK–4935 sayılı kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; plakası ve sürücüsü belirlenemeyen aracın tam kusurla yaya olan davacıya çarptığını, davacının maluliyetinin oluştuğunu belirterek bedel artırım dilekçesiyle birlikte 101.072,55 TL sürekli iş göremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, talebin kabulü ile 101.072,55 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 22/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik zararı istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak tahkime başvururken sunduğu 17/07/2017 tarihli 9 Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Bilirkişi Kurulu Raporunda; tedavi evrakları üzerinden yapılan inceleme neticesinde; kalvuka kırığı, pubis kırığı ve kafa bölgesindeki skarlar nedeniyle davacıda %11,2 oranında maluliyet oluştuğu tespit edilmiştir. Tahkim yargılamasında alınan ve davacının muayenesi yapılmak suretiyle düzenlenerek hükme esas alınan 25/01/2019 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu Raporunda ise; kaza tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği'ne göre, davacının tüm tedavileri ile %11,2 oranındaki maluliyet raporu da irdelenerek, daha önce tespit edilen
kalvuka kırığı ve pubis kırığı nedeniyle oluşan maluliyetinin yanında, iki gözünde de görüş alanının azaldığı yönünde gelişen arızasının bulunduğu tespit edilmiş ve görme sekelinin kazadaki kortikal kafa hasarı ile ilişkili olabileceği, bu nedenle kafa travması sonuçları ile nörolojik muayenenin ve görüş alınmasının uygun olacağı yönünde de görüş bildirilerek toplamda %48 oranında maluliyet oluştuğu tespit edilmiştir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince yapılacak iş, davacının iki gözünde oluşan maluliyet yönünden kafa travması sonuçları ile nörolojik muayenesinin yapılarak, gözlerinde oluşan maluliyetin kaza ile illiyetli olup olmadığı yönünden değerlendirme yapılmak üzere ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2-Kabule göre; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.