Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/596
Karar No: 2019/4152
Karar Tarihi: 28.03.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/596 Esas 2019/4152 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kendisine ait işyerini kiraya verdiği kişinin ödeme yapmaması nedeniyle icra takibi başlatmış ve bu süreçte zorla ve kandırılarak imzalattırılan senetlere istinaden yüksek bir ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Davacı, bu nedenle davalıdan maddi ve manevi tazminat istemiştir. Mahkeme, davacının taleplerinin hukuki yarar şartı yokluğundan reddine karar vermiştir. Ancak, mahkeme kararının kısa karar ve gerekçeli kararında çelişki ve tereddüt yaratılmıştır. Bu nedenle, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Kanun maddeleri: HMK 114/1-h, 294, 297/2, 298/2, HUMK 440/I.
13. Hukuk Dairesi         2017/596 E.  ,  2019/4152 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, kendisine ait işyerini 2005 yılında 1 yıllığı peşin olmak üzere aylık 1.000,00 TL bedelle dava dışı Akif Üşenç’e kiraya verdiğini ve bu kişi tarafından da başka bir kişiye alt kiraya verildiğini, ...’in kira bedelini ödeyemediğini, davalı ile birlikte yanına geldiklerini ve ödemenin davalı tarafından yapılmasını teklif ettiğini, maddi anlamda zor durumda olduğundan ve Akif Üşenç’i de mağdur etmemek adına 24.000 TL senet karşılığında kabul etmek durumunda kaldığını, eksik kalan kira alacağından 200 TL komisyon adı altında kesinti yapılarak davalı tarafından 2.400 TL ödeme yapıldığını ve bu aşamada kendisine 36.400 TL bedelli senedi zorla imzalattığını ve önceden imzalamış olduğu 24.000 TL senedi yırttığını söyleyerek iade etmediğini, sonrasında senetlere istinaden icra takibi başlattığını, bunun üzerine davalıya 3.600 TL ödeme yaptığını ve icra takibinin kaldırılması için 10.000 TL karşılığında kendisine 12.000 TL bedelli senet imzalattırıldığını, zorla ve kandırılmak suretiyle imzalattırılan senetlere dayalı başlatılan icra takipleri nedeniyle icra dairesine 66.624 TL, haricen de toplamda 39.446,00 TL ödeme yaptığını, oysa kendisine 37.000,00 TL verildiğini, bu süreçte davalının Ceza Mahkemesinde tefecilik suçundan yargılanarak cezalandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, icra takiplerine konu alacağın dayanağının davacıya ait işyerinin alım satımından kaynaklandığını ve işyerinin devredilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar şartı yokluğundan ayrı ayrı reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
    Somut olayda, mahkemece, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin HMK.’nun 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar şartı yokluğundan ayrı ayrı reddine, şeklinde hüküm kurulmuş, gerekçeli kararda ise; .... davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ispat edilemediğinden ayrı ayrı reddine, şeklinde hüküm kurulmuş böylece kısa karar (hüküm) ile gerekçeli karar arasında çelişki ve tereddüt yaratılmıştır. Bu haliyle gerekçeli karar ile kısa karardaki hükmün az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarıda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi