4. Hukuk Dairesi 2019/2205 E. , 2020/1163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Davacılar kendi adına asaleten ..."a velayeten ... vekili Avukat ... tarafından davalı ... aleyhine 09/09/2011 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ..."ın maddi tazminat isteminin kabulüne, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2018 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalının vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/1. fıkra (b-1) maddesi gereğince esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 09/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı vekili, 01/08/2010 tarihinde davalının sevk ve idaresindeki otomobille müvekkillerinden ... yönetimindeki motosiklete çarpması neticesinde ...’ın omzunun kırıldığını, meydana gelen kazada davalının tam kusurlu olduğunu, fotoğrafçılık yapan müvekkilinin kolunu tam olarak hareket ettiremediğini, kaza sonucunda motosiklette bulunan her iki davacıda klinik boyutta olmayan psikolojik rahatsızlıklar oluştuğunu belirterek, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece mahkemesince; davacı ...’ın meydana gelen kazada %18 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, davalının %100 kusurlu olduğu belirtilerek, benimsenen hesap raporu ve ıslah istemi doğrultusunda davacı ...’ın maddi tazminat isteminin kabulüne, her iki davacının manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemenin tarafsızlığı, adil yargılanma hakkının zımni bir unsuru olup, medeni yargıda hâkimlerin tarafsızlığını sağlayabilmek için muhtelif hükümler sevk edilmiştir. Bunların başında hakimin davaya bakmaktan yasaklı olması (6100 sayılı HMK m. 34-35) ve
hâkimin reddi (m.36) kurumları sayılabilir. Diğer yandan mahkemenin kanuna uygun teşekkül etmemiş olması (HMK 375/1-a) ve davaya bakması yasaklı olan veya hakkındaki ret talebi merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin davaya bakarak hükmünü vermesi ve bilahare bu hükmün kesinleşmesi, yargılamanın iadesi sebebi olarak kabul edilmiş (m. 375/1-b) ve hâkimlerin kayırma, taraf tutma ya da taraflardan biriyle kin veya düşmanlığı nedeniyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar vermeleri ise sorumluluk sebebi sayılmıştır (m.46/1-a).
Hâkimlerin tarafsızlığını sağlamaya yönelik bu hükümlerden 6100 sayılı Kanunun 34. maddesinde düzenlenen davaya bakması yasak olan hâkimin davaya bakmış olması kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen dikkate alınır ve davadan çekinmesi gereken hâkimin karar vermiş olması mutlak bozma nedenidir. Anılan Kanun’un 36. maddesine göre ise hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi, hâkim de bizzat çekilebilir. Bu hâllerde hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilmiştir. Bunlardan özellikle ( c ) bendinde, davada tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olmak, hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli sebepler arasında sayılmıştır. Geçerli şüphe sebebiyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde, istinaf mahkemesi hâkiminin hükme katılmış olması temyiz sebebidir. Kararı veren istinaf mahkemesinin kanuna uygun şekilde teşekkül etmemiş olması da mutlak temyiz sebeplerinden biridir. Öte yandan, mutlak bozma sebebi dışında kalan usul hukukuna ilişkin aykırılıkların ise hüküm sonucunu etkileyecek nitelikte olması gerekir (HMK m. 371-1-ç).
Dosyanın incelenmesinde, ilk derece mahkemesinde davacılardan ...’ın gelir durumunun vergi dairesinden de araştırılmasına yönelik davalı vekilinin talebini 09/09/2014 tarihli oturumda uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddederek ara kararı veren hâkimin, bu kez bölge adliye mahkemesinde daire başkanı sıfatıyla davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükme katılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle; istinaf mahkemesi heyetinin usule uygun şekilde oluşturularak davalının istinaf başvurusunun yeniden incelenmek suretiyle hüküm tesisi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının esası incelenmeksizin re’sen KALDIRILMASINA ve davalının istinaf başvurusunun yeniden görülmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.