Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2011/15255 Esas 2012/3372 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15255
Karar No: 2012/3372
Karar Tarihi: 05.03.2012

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2011/15255 Esas 2012/3372 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Önalım davasına ilişkin payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkin olan davada, önalım hakkına ilişkin payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Temyiz itirazları kabul edilerek hükmün bozulması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri ise T.M.K.nun 2.maddesi olarak belirtilmiştir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2011/15255 E.  ,  2012/3372 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Önalım

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, önalım hakkına ilişkin payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Olayımızda: Davalı temyiz dilekçesinde önalıma konu payın bulunduğu taşınmazın paydaşlar arasında eylemli kullanma biçimi belirlenerek kullanıla geldiğini savunmuştur. Eylemli kullanma maddi bir olgu olup her türlü delille kanıtlanabilir. Davalıya bu savunmasını kanıtlamak yönünden delillerini ibraz için süre ve olanak tanınması varsa davacının da karşı delillerinin alınması, delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.