13. Hukuk Dairesi 2012/26565 E. , 2013/5207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde her iki taraf avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirket tarafından hakkında ... 10.İcra Müdürlüğünün 2007/13173 nolu dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, ipoteğe konu taşınmazın davalı şirket lehine 15.000,00 TL" ye kadar bila faiz teminat olarak verildiğini, hakkında takip yapılabilmesi için davalı ile arasında teminatın paraya çevrilmesini gerektirecek para borcunun bulunmasının gerekli olduğunu, bu nedenlerle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibinin iptaline, kendisine ait bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin terkinine, % 40 dan aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, şirketleri ile davacının oğlunun yetkili olduğu şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen borçlular tarafından bakiye borç ödenmediği için malikinin davacı olduğu yerle ilgili ipotek senedi düzenlendiğini, bu nedenlerle davacının ticari ilişki bulunmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, davacı malikin borçların teminatına ilişkin ipotek verdiğini, takibin iptaline ilişkin süresinde herhangi bir dava açılmadığını, ipotekle ilgili icra dosyasının satış aşamasına geldiğini, davacının hukuki yararının olmadığını, bu nedenlerle davanın reddi ile davacı aleyhine % 40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... lO.icra müdürlüğünün 2007/13173 sayılı icra takip dosyasında davacının, davalıya 15.000,00 TL borçlu olduğunun tespitine, davacı tarafın ipoteğin fekki talebinin reddine, icra takibinin iptali konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına, icra inkar tazminatı talep edilmesi için gerekli koşulların oluşmadığından bu talebin ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava konusu takibin dayanağı, davacı ile davalının yetkilisi arasında düzenlenen 17/06/2002 tarih ve 1849 yevmiye nolu ipotek resmi senedidir. Söz konusu ipotek senedinin incelenmesinde, davacı tarafından... mahallesi, 818 ada 31 parseldeki 69/620 arsa paylı 4 nolu bağımsız bölümün, fekki şirketçe bildirilinceye kadar süreli ve teminat teşkil etmek üzere 15.000,00 TL bedelle davalı ... Sanayi lehine ipotek verildiği görülmüştür. Davalı şirket, davacının dava dışı oğlunun yetkilisi olduğu şirket ile aralarında ki ticari ilişki münasebeti ile kendilerine olan borçlarına teminat teşkil etmek üzere davacının taşınmazı üzerine kendileri lehine ipotek verdiğini, dosyaya sunmuş oldukları icra takip dosyalarında da davacının oğlunun ve şirketin aleyhine yapılan takiplerin semeresiz kaldığının görüleceğinden söz konusu ipoteğin paraya çevrilmesi için davacıya takip başlattıklarını belirterek davacının davasının bu nedenle reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, ... 10.İcra Müdürlüğünün 2007/13149 sayılı dosyasının dayanağı bononun düzenlenme tarihine göre ipoteğin temelinde, ipotek verenin oğlunun dosya davalısına bono ile borçlanması olgusunun yattığı vicdani kanaatine varıldığı gerekçesi ile davacının davalıya ipotek bedeli olan 15.000 TL kadar borçlu olduğunun tespitine, üst sınır ipoteğinde alacak tutarı faiz ve giderler dahil ipotek limitini aşmakta ise takip talebinde sadece ipotek limiti içinde kalan alacak bölümü talep edilebileceğinden takip talebinin 32.401,00 TL.lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebinde haklı olduğundan bu miktar yönünden davanın kabulüne ve davacının diğer taleplerinin reddne karar verilmiştir.
Mahkeme kararına dayanak teşkil eden ... lO.İcra Müdürlüğünün 2007/13149 sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının ... San. Tic. A.Ş., borçluların ...l ve ... İlkim Klima Dış Tic. Ltd. Şti olduğu, takipte asıl alacak miktarının 20.000 olduğu ve takip konusu olarak borçlusu ..., alacaklısı ... San. Tic. A.Ş. olan 2.10.2002 keşide, 15.12.2006 vadeli bononu gösterildiği anlaşılmıştır. Mahkemenin gerekçesine konu yaptığı işbu bononun düzenlene tarihi 2.10.2002 olup, davacı tarafından davalı şirket lehine ipotek verilme tarihi ise 17.6.2002"dir. Hal böyle iken, mahkemenin, bononun düzenlenme tarihine göre ipoteğin temelinde ipotek verenin oğlunun dosya davalısına bono ile borçlanması olgusunun yattığına ilişkin davayı kısmen kabule dair gerekçesinin temeli bulunmamaktadır. Zira mahkeme gerekçesinin aksine ipotek tarihi 17.6.2002, bono düzenlenme tarihi ise daha sonra olup 2.10.2002 tarihidir. Açıklanan nedenlerle davalı tarafın, davacının taşınmazı üzerine konulan ipoteğin altında yatan sebebin, dava dışı şirketten olan alacağına teminat teşkil etmek olduğuna ilişkin savunması ispatlanamamıştır. Esasen davaya konu ipotek belgesi incelendiğinde söz konusu ipoteğin 3.şahsın davalıya doğmuş veya doğacak herhangi bir borcu için davalı lehine tesis edildiğine dair hiç bir ibare bulunmamaktadır. Bu durumda söz ipoteğin davacının doğmuş veya doğacak borçlarının temini için davalı lehine tesis edildiğinin kabulü gerekir davalı taraf davacının kendilerine bir borcu olduğunu kanıtlayamadığı sürece ipoteğin paraya çevrilmesini istiyemez bunun aksinin kabulü halinde herhangi bir şahsın davalıya borcu nedeniyle iptoteğin paraya çevrilmesinin istenebileceği sonucu doğarki bu yalnıştır. Mahkemece bu nedenle davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile hakkında başlatılan takipten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ve yanılgılı gerekçe ile kısmen kabule karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Davacının birinci bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları ile davalının tüm itirazlarının, bozma nedenine göre bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair ve davalının tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 5.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.