Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11321
Karar No: 2022/4664
Karar Tarihi: 14.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11321 Esas 2022/4664 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/11321 E.  ,  2022/4664 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazının reddine, davalının itirazının kabulüne, uyuşmazlık hakem heyeti kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 02/12/2019 tarih ve 2019/İHK-17756 sayılı kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelenerek gereği görüşüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; 28/04/2010 tarihinde davacının, yolcu konumunda olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu yaralanarak malul kaldığını, 05/03/2018 tarihinde davalıya yapılan başvuruya 19/03/2018 tarihinde verilen cevapta istenilen belgelerin de iletildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 5.000,00 TL nin ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 08/07/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 64.348,50 TL ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını belirterek, başvurunun usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; ceza zamanaşımı süresi içinde davalıya müracaat edildiği, en son alınan maluliyet raporundan itibaren başlayan zamanaşımı süresinin de dolmadığı gerekçesiyle, başvurunun kısmen kabulü ile 64.848,50 TL nin 20/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili ve vekalet ücretine yönelik olarak davacı vekili itiraz yoluna başvurmuştur.
    İtiraz Hakem Heyetince; davacının itirazının reddine, davalının itirazının kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
    Sigorta sözleşmelerine dayanan taleplere ilişkin zamanaşımı süresi ise TTK’nın 1420. maddesi ile genel olarak düzenlenmiş, ancak bu maddenin 1. fıkrası ile sorumluluk sigortalarına ilişkin olarak zamanaşımını düzenleyen TTK’nın 1482. maddesi hükmü, 2. fıkrası ile de diğer kanunlardaki hükümler saklı tutulmuştur. Böylece zamanaşımı süresiyle
    ilgili olarak başka kanunlarda farklı bir düzenleme yapılabileceği öngörülmüş, 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesi ile de TTK’da yer alan sigorta sözleşmelerine ilişkin zamanaşımı sürelerinden farklı ve daha özel nitelikte bir düzenleme yapılmıştır. KTK’nın 109. maddesinde yer alan özel düzenlemeler dışındaki diğer hususlarda, 109. maddenin 5. fıkrasında yer alan “Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır” şeklindeki düzenleme uyarınca, TBK’nın 149 ve devamındaki genel hükümlerin uygulanması gereklidir. TBK’nın 149. maddesi “Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hallerde, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar” şeklinde düzenlenmiştir. Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemlerin, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayacağı yönündeki ifadesiyle TTK’nın 1420. maddesinin 1. fıkrası hükmünün de, TBK’nın 149. maddesiyle paralel bir düzenleme olduğu görülmektedir. Bu nedenle, TBK’nın zamanaşımının kesilmesine ilişkin 154. maddesinin yanında kesilen zamanaşımı süresinin yeniden başlamasına ilişkin 156. ve 157. madde hükümlerinin de dikkate alınması gereklidir. TBK’nın 154. maddesi uyarınca zamanaşımı, borçlunun işlem ve eylemleri “borcun ikrarı, tanınması, faiz ödenmesi, kısmi ifada bulunulması, rehin verilmesi, kefil gösterilmesi” ile kesilebileceği gibi, alacaklının işlem ve eylemleri “dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurulması, icra takibinde bulunulması veya iflas masasına alacağın kaydettirilmesi” ile de kesilebilmektedir.
    TTK’ın 1478. maddesinde, zarar görenin, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, doğrudan sigortacıdan talep edebileceği, TTK’nın 1475. maddesinde, zarar görenin sigortacıya doğrudan başvurması halinde 1427. maddenin uygulanacağı düzenlenmiş olup, 1427. maddenin 2. fıkrasında ise, sigorta tazminatı veya bedelinin, 1446. madde uyarınca sigorta ettiren/sigortalı tarafından yapılacak bildirimden kırkbeş gün sonra muaccel olacağı, sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise sürenin işlemeyeceği belirtilmiştir.
    Söz konusu hakkın zorunlu trafik sigortaları açısından nasıl kullanılacağına dair esaslar ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinde belirlenmiş olup, bu kapsamda KTK’nın 97. maddesine göre, zarar görenin sigortacıya dava açmadan önce mutlaka ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Sigorta kuruluşu başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaz veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık çıkarsa, zarar gören dava açabilir veya tahkime başvurabilir. Trafik Sigortası Genel Şartları B.2.1 maddesine göre de hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeleri sigortacıya ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü sonunda tazminat talep edilebilecektir. Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden ya da başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre, yeni talep edilen belgenin sigortacıya iletilmesinden sonra başlayacaktır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/13. maddesi, “Komisyona gidilebilmesi için sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir” şeklinde düzenlenmiştir. Böylece hakeme gidilmesi caiz olan hallerde, alacaklının hakemin işe el koyması için kendisine düşen işlemleri yapmış olması gereklidir. Diğer yandan Sigortacılık Kanunu’nun “iyiniyet” başlıklı 32. maddesinde, sigorta şirketlerinin sigortalıların hak ve menfaatlerini tehlikeye sokabilecek hareketlerden kaçınmak, sigortacılığın icaplarına ve iyiniyet kurallarına uygun hareket etmek zorunda
    oldukları, iyiniyet kurallarına aykırı olarak sigorta tazminatının ödenmesini geciktiremeyecekleri düzenlenmiştir. Sigorta şirketinin oyalama kastı ile sigorta tazminatını ödeyeceği konusunda bir inanç yaratarak zamanaşımı süresinin bitimini müteakip zamanaşımı def’inde bulunmasının da iyiniyet kurallarına aykırı bir davranış olacağı aşikar olduğu gibi, bunun varlığının tespiti halinde TMK’nın 2. maddesi uyarınca zamanaşımı def’ine dayanma hakkının da yitirilmesi sonucu doğacaktır.
    Diğer taraftan 11/11/1999 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4477 sayılı Kanun’la onaylanması uygun bulunan Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Ek I Sözleşmeye Ek Hükümler 8. maddesinin 2. fıkrası; “Yazılı bir talep, sigortacı müzakerelere son verdiğini yazılı olarak bildirinceye kadar, zamanaşımını durdurur. Daha sonra vaki talepler zamanaşımını durdurmaz” şeklinde düzenlenmiştir.
    Somut olayda; kaza 28/04/2010 tarihinde meydana gelmiş, davacı 05/03/2018 tarihinde tazminat talebiyle sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta şirketince verilen 19/03/2018 tarihli cevapta istenilen belgelerin de iletilmesine rağmen dönüş yapılmadığını ileri sürerek Sigorta Tahkim Komisyonuna 21/03/2019 tarihinde başvuruda bulunmuş, davalı vekili ise kaza tespit tutanağının eksik iki sayfası, kesin ve sürekli sağlık kurulu raporu ve tedavi sürecine ilişkin tıbbi evraklarının tümünün gönderilmesinin 08/03/2019 tarihli yazı ile talep edildiğini, ÇGMKGKOTİY’ne göre ve muayene olunmaksızın düzenlenen Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünün 25/01/2019 tarihli raporunu kabul etmediklerini, raporun Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre düzenlenmesi gerektiğini, alınan medikal raporda oranın ancak %5 olabileceğinin bildirildiğini, diğer eksik evraklar tamamlanmadan dosyadaki işlemler devam ederken Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuru yapıldığını, müvekkili sigorta şirketine yapılan başvurunun zamanaşımı süresini kesmediği gibi durdurmadığını, davacının tazminat sorumlusunu kaza tarihinden iki yıllık zamanaşımı süresi içinde öğrenebilecek durumda olduğunu, talebin zamanaşımına uğraması nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti ise eylemin 8 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının tedavinin uzun sürmesi nedeniyle zararının arttığına ve zararın bu sebeple tespit edilemediğine dair delil sunmadığı, 28/04/2010 tarihinde zarar verenin öğrenildiği, zararın öğrenilmesini geciktiren ve gelişen bir sebebin varlığına yönelik bir beyan ve delil sunulmaması nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresinden de yararlanamayacağı, maluliyetin tespit için de kaza tarihinden 8,5 yıl sonra müracaatta bulunulduğu gerekçesiyle; davalının itirazının kabulü ile başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilince; 8 yıllık zamanaşımı süresi içinde sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, davalının talebi doğrultusunda düzenlenen maluliyet raporunun davalıya iletildiği, yasal süreler içinde ödeme yapılmaması üzerine de komisyona başvurulduğu iddia edilmiştir.
    Kaza tarihinden itibaren işleyen 8 yıllık zamanaşımı süresi, davalıya 05/03/2018 tarihinde yapılan başvuru tarihi itibariyle dolmamıştır.
    Buna göre İtiraz Hakem Heyetince; davacının sunduğu belgeler, yazışmalar, davalı ... şirketinden getirtilecek hasar dosyası da incelenerek, yukarıda yapılan açıklamalar ve belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde talebin irdelenip tetkik edilerek sonucuna göre davalının zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın zamanaşımına uğradığından bahisle reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının oy çokluğu ile BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14/03/2022 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY:
    Somut olayda zamanaşımının dolmuş olduğu, TBK.154 md.sinde zamanaşımını kesen durumların açıklanmış olduğu, KTK ve sigortacılık yasalarında da özel bir düzenleme bulunmadığından İtiraz Hakem Heyeti kararının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun yazılı gerekçe ile kararın bozulması görüşüne katılmıyorum.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi