14. Hukuk Dairesi 2013/16500 E. , 2014/3639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.10.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 18.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile duruşmasız davalı dahili davalı tarafından istenilmekle, tayin olunan 18.03.2014 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Av. .... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı, paydaş olduğu 9 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarının paylarını 17.01.2011 tarihinde davalıya satış yoluyla devrettiğini, kendisine bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım hakkına dayanarak davalı adına kayıtlı payın adına tescilini istemiş, daha sonra husumeti dava konusu payı yargılama sırasında edinen ..."e yöneltmiştir.
Davalı Emine, davanın süresinde açılmadığını, satış bedelinin daha yüksek olduğunu, davacının satıştan bilgisi bulunduğunu belirtmiş; davalı .... ise, payı hükmen edindiğinden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı Emine hakkındaki davanın husumetten, davalı .... hakkındaki davanın ise davalı ....’ın taşınmazda paydaş olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı .... vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Somut uyuşmazlığa gelince;
Arsa niteliğindeki .. parsel sayılı taşınmazda..."ın 17.01.2011 tarihinde satın aldığı payla ilgili olarak taşınmazın paydaşlarından davacı .... 26.10.2011 tarihinde açtığı dava ile .... ise .... Asliye Hukuk Mahkemesinde 23.11.2011 tarihinde açtığı dava ile önalım hakkını kullanmışlardır. .... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davayı davalı ... kabul etmiş ve davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar temyiz edilmeksizin 19.11.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacı Abdullah, payın tesciline karar verilen diğer paydaş ..."e davasını yönelterek adına tescil edilen payın 1/2"sinin iptali ile tescilini talep etmiştir.
Görülüyor ki, 9 parsel sayılı taşınmazın her iki paydaşı da pay edinen davalı Emine’ye karşı önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açmışlardır. 11.06.1947 günlü 1947/5-18 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında da vurgulandığı üzere önalım hakkından, dava açan paydaş sayısınca pay oranı dikkate alınmaksızın eşit olarak faydalanacaklardır. Bu nedenle, davalı Ş.. G..’ün davalı Emine’den hükmen tescil yoluyla edindiği payın 1/2’si oranında davacının önalım hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla, davacıya dava konusu taşınmazdaki önalım hakkını kullanabilmesi için taşınmazın satış bedelinin 1/2"si ile tapu harç ve giderlerini depo etmek için süre verilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.
Mahkemece, yukarıdaki açıklanan saptamalar bir yana bırakılarak yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Ş.. G.. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.