3. Hukuk Dairesi 2021/3103 E. , 2021/5271 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ile davalı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıların inşa ederek sattığı ... adlı siteden 16.05.2001 tarihinde bir adet daire satın aldığını, sitenin yanında bulunan apartmanın çökmesi üzerine yapılan incelemede dairesinin bulunduğu apartmanda da çökme tehlikesinin bulunduğunun belirlendiğini, gizli ayıplı binada yapım hataları bulunduğunu, dairede bu nedenle değer kaybı oluştuğunu, ayrıca takviye nedeniyle masraf oluşacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminat ile 9.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama esnasında ise 07.04.2009 tarihinde harçlandırılan 16.04.2009 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini ıslah ederek 30.000,00 TL’ye çıkartmıştır.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalılar ..., ... ve ... adına açılan davanın reddine, davalılar Selçuklu Belediyesi, ... Konut Yapı Kooperatifi, ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 13.750,00 TL maddi tazminatın davalılardan ... ve ..."un bu tazminatın sadece 1.000,00 TL"sinden sorumlu tutulması kaydıyla yasal faiziyle birlikte davalılar Selçuklu Belediyesi, Kerkük Konut Yapı Kooperatifi, ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen alacağın 1.000,00 TL"sinin dava tarihinden ıslah edilen kısım olan 12.750,00 TL"sine ise ıslah tarihi olan 29/06/2009 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiş ; hüküm, davacı, davalı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı, davalılardan ... ve ...’dan satın aldığı 12272/42624 paylı, 1.kat,12 nolu bağımsız bölümün bulunduğu sitenin kooperatif yöneticisi olan ...’nin aynı zamanda sitenin statik proje müellifi olduğunu, maliki olduğu dairenin bulunduğu “Yakut” Apartmanının yanında bulunan “...” Apartmanının yıkılması sonucu, ... Apartmanının da güçlendirilmesi gerektiği hususunun ortaya çıktığını ileri sürülerek; inşaatın takviye masrafları ve oluşan değer kaybı kapsamında maddi tazminat ile manevi tazminatın tahsilini istemiş, Mahkemece, dava konusu yerde taşınmazın değer kaybının bulunmadığı, takviye işlemlerinin yapılabilmesi evin boşaltılması ve tekrar eşyaların geri getirilmesi için gereken masrafın 1.000,00 TL olduğu, takviye imalatı süresinde kirada oturmasından dolayı toplam 5 aylık kira giderinin 3.000,00 TL olduğu, takviye imalatı için davacının ödemiş bulunduğu masrafın 9.750,00 TL olduğu, bu nedenle davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının toplam 13.750,00 TL olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak dava konusu dairenin bulunduğu ... Apartmanında güçlendirme yapılmak suretiyle hasar giderilmiş ise de güçlendirmeye ihtiyaç hissetmesi nedeniyle dairenin değerinde azalma olduğunun kabulü gerekir. Bu konuda uzman bilirkişiden alınacak raporla evveliyatının gizli ayıplı olması ve onarımla güçlendirme yapılması birlikte değerlendirilerek değer kaybı konusunda rapor alınıp bu şekilde tespiti, mümkün olmazsa sözleşme ve binanın yıkılması tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga BK"nın 42. maddesi gereğince hakkaniyete uygun değer kaybının takdir ve tahsili gerekirken Mahkemece, dava konusu yerdeki taşınmazda değer kaybının bulunmadığından bahisle bu alacak kalemi bakımından davanın reddedilmesi doğru görülmediğinden, davacı yararına hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Öte yandan davalılar ..., ... ve ... haklarındaki dava, sözleşmede taraf olmamaları ve sorumlulukları bulunmaması gerekçesiyle reddedilmiş olup bu karar taraf sıfatı bulunmaması ve husumet nedeniyle ret kararı niteliğinde olduğundan vekille temsil edilen bu davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 7/2 ve 2. kısım 2. bölüm uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu husus dikkate alınmaksızın nispi vekâlet ücretine ve vekillerine ödenmesi şeklinde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
4-Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL maddi tazminatın tahsili istenmiş, 07.04.2009 tarihinde harçlandırılan 16.04.2009 havale tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminata ilişkin talep 29.000,00 TL arttırılarak 30.000,00 TL"ye çıkartılmıştır. Dava açılması saklı tutulan haklar yönünden temerrüt oluşturmaz. Temerrüt dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminata ilişkin alacak yönünden dava tarihinde oluşmuştur. Mahkemece hüküm altına alınan miktarın 1.000,00 TL"lik kısmına dava tarihinden, kalanına da ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru görülmekle birlikte, ıslah tarihinin yanlış yazılarak ıslah edilen kısma 29.06.2009 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
5- Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Binalara ruhsat verilmesi işlemi kamu yasaları uyarınca belediyelere verilmiş idari bir görevdir. Davacı, davalı ...’nın hatalı projeye onay vermekle kusurlu ve sorumlu olduğunu ileri sürerek belediyenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemine dayandıklarına göre bu tür isteklerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yerinde tam yargı davası olarak ileri sürülmesi gerekir. Şu durumda, davalı ... hakkındaki dava yönünden, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek işin esasının incelenmiş olması doğru olmayıp, karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2., 3. ve 4. bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının 5. bentte açıklanan nedenlerle de davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraflar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ... ve davalı ..."na iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davacı için açık, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu davalılar için kapalı olmak üzere, 21/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.