12. Hukuk Dairesi 2015/33953 E. , 2016/6206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 15.09.2015 tarih, 2015/18885-21304 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız takipte borçlunun, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasıyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde; ""Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir"" hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu"nun 10/2.maddesine göre ise; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" Aynı Kanun"un 21/2.maddesi gereğince de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."" Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...ihtiva etmesi lazımdır.""
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.""
Buna göre 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 2l/2.maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K."nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K."nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda, şikayetçi adına gönderilen ödeme emri tebligat zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı ve tebliğ memuru tarafından T.K."nun 21/2. maddesine göre 12.09.2014 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı görülmüştür. Bu durumda, ödeme emri tebliğ evrakı üzerine, tebligatı çıkaran mercii tarafından, T.K."nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden T.K."nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olup usulsüzdür. Tebligat mazbatasında, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği usulünce tespit ve tevsik edilmediğinden, aynı Kanunun 21/1. maddesine uygun olarak yapılmış bir tebligat da sözkonusu değildir.
O halde mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, belirtilen bu husus gözardı edilerek istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının Dairemizce bu gerekçeyle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.09.2015 tarih ve 2015/18885 E.-2015/21304 K. sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.