17. Hukuk Dairesi 2014/8322 E. , 2016/4400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalının trafik sigorta şirketi olduğu, davacıların yolcu olarak bulunduğu aracın kazası sonucu davacılardan küçük ... ile annesi davacı ...’nin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 10.000,00 TL maluliyet tazminatının davalıdan ilk başvuru tarihinden 8 iş günü sonra veya dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 26.07.2013 havale tarihli dilekçe ile ... için talebini 26.393,28 TL’ye yükseltmiştir.
Davacılar vekili, 21.11.2013 havale tarihli dilekçe ile davacı ... yönünden davadan vazgeçtiğini belirterek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davacının ... yönünden açmış olduğu davayı takip etmeyeceği anlaşıldığından bu davacı yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı ... yönünden açılan davanın kabulü ile 26.393,28 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 22.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı ..."e verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle kazaya neden olan aracın trafik sigorta şirketinden maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen 818 sayılı Borçlar Kanununun 46. maddesinde (6098 sayılı TBK. Bedensel Zarar başlıklı madde 54), bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki davada ... Üniversitesi Adli Tıp Anabilim dalı Başkanlığı, Adli tıp uzmanı tarafından düzenlenen özürlü sağlık kurulu raporunda davacının %6.3 oranında maluliyetinin bulunduğu bildirilmiş, mahkemece yukarıda anlatılan şekilde bir maluliyet araştırması yapılmamıştır. O halde, mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacı Kübra’nın maluliyet derecesi ve oranının, iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine rapor alınıp sonucuna göre maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/04/2016 gününde Üye S. ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
Taraflar arasındaki tazminat davasında davacıların maddi tazminat taleplerinin davacı ... yönünden kabulüne dair verilen kararın davalı ... Sigorta A.Ş tarafından temyizinin sayın çoğunluk tarafından (1) nolu bent gereğince kısmen reddine ilişkin karara aşağıda açıklanan nedenlerle katılamıyorum.
Davacılar yolcu olarak bulundukları araçta iken gerçekleşen kazada yaralandıklarını, davalı ... Sigorta A.Ş"nin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olduğundan oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış,
Davalı ... A.Ş vekili, müvekkiline Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı aracın yolcu taşıma işini yaptığından öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına başvurulması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dosya arasında bulunan poliçenin incelenmesinden davalının Zorunlu Mali Mesuliyet (trafik) sigortacısı olduğu aracın minibüs olduğu, dosya kapsamındaki 26.11.2012 tarihli bilirkişi raporundan davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı aracın ..."dan ..."e yolcu taşımacılığı yaptığı sırada kazanın meydana geldiği, davacıların araçta yolcu olduğu anlaşılmaktadır.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “ Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder. “
4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.
Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Bu durumda mahkemece, davacıların yolcu olarak bulunduğu aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası olup olmadığı hususu üzerinde durulup yukarıda açıklanan düzenlemeler çerçevesinde aracın trafik sigortacısı olan davalı ... Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulması gerekirken davalı ... şirketinin bu konudaki temyiz itirazının reddi ile kararın onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.