14. Hukuk Dairesi 2016/15294 E. , 2020/3111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22/05/2015 gününde verilen dilekçe ile 5403 sayılı Yasadan kaynaklanan önalım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi gereğince önalım hakkına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 470 parsel sayılı taşınmazın sınırdaşı olan 471 sayılı taşınmazın dava dışı ... tarafından 01.04.2015 tarihinde davalıya satıldığını ileri sürerek 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinde düzenlenen önalım hakkına dayanarak tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, taşınmazların köy içinde olduğu ve tarım arazisi olarak kullanılmadığı, dava konusu taşınmazı ev yapmak için satın aldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hükmü; davalı temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa 6537 sayılı Kanunla eklenen 8/İ maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; "Tarımsal arazilerin satılması hâlinde sınırdaş tarımsal arazi malikleri de önalım hakkına sahiptir. Tarımsal arazi, sınırdaş maliklerden birine satıldığı takdirde, diğer sınırdaş malikler önalım haklarını kullanamaz. Önalım hakkına sahip birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin bulunması hâlinde hâkim, tarımsal bütünlük arz eden sınırdaş arazi malikine önalıma konu tarımsal arazinin mülkiyetinin devrine karar verir." hükmü getirilmiştir.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında önalım hakkının kullanılmasında Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir.
Davalı cevap dilekçesinde önalım hakkına konu taşınmazın tapuda tarım arazisi niteliğinde gözükmesine rağmen köy içinde yerleşim yerinde bulunduğunu savunmuş ve buna ilişkin deliller sunmuştur. Sınırdaş arazi malikine; 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi kullanımı Kanununda 6537 sayılı Yasa ile 30.04.2014 tarihinde yapılan değişiklikle, tarımsal arazinin parçalanarak bütünlüğünün bozulmasını engellemek ve asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki tarım arazilerinin komşu parsellerle birleşmesini sağlamak amacıyla önalım hakkı tanınmıştır.
Bu durumda mahkemece; tarafların gösterdiği deliller toplanıp gösterilen tanıkların keşifte taşınmazlar başında dinlenerek önalım hakkına konu taşınmazın köy yerleşim yeri içerisinde kalıp kalmadığı, tarımsal faaliyet yapılacak bir taşınmaz olup olmadığı, taşınmazların fiili kullanım durumuna göre tarımsal arazi niteliği taşıyıp taşımadıkları araştırılarak taşınmazın fiilen arsa vasfına dönüştüğü tespit edildiğinde davanın reddine, tarımsal niteliğini koruduğunun tespiti halinde şimdiki gibi karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.