10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8434 Karar No: 2016/10038
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/8434 Esas 2016/10038 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/8434 E. , 2016/10038 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı 01.06.2009 tarihinde spor eğitmeni olarak 01.06.2010 tarihine kadar son olarak aylık 1100,00 TL ücretle fiilen çalıştığını beyan ederek belirtilen süreler arasındaki eksik bildirimlerin ve bu dönemler arasındaki prime esas kazanç ücretinin tespitini talep etmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece uyulan bozma ilamımızda, ücret tespiti yönünden araştırma yapılması, davacının şahsi sicil dosyasının getirtilmesi, 01.06.2009-30.06.2009 tarihleri arasında davalı işyerinden bildirimi yapılan sigortalıların bilgi ve görgüsüne başvurulması hususları belirtilmiş, mahkemece davacı tanığının 01.07.2009 tarihinden itibaren çalışmaya başladığının tespit edilmesi ile çalışmayı doğrulayan başkaca tanık beyanı bulunmaması ve asgari ücretin üzerinde ücret alındığına dair yazılı delil bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, hizmet tespitine ilişkin kararın eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmıştır. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 86. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Dava dosyası incelendiğinde, her ne kadar mahkemece başkaca tanık beyanı olmadığından bahisle hizmet tespiti yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, taraf delilleri ile yetinilmeyip resen araştırma yapılması gerektiği ilkesinden hareketle, ihtilaflı dönemde başkaca bordrolu tanıkların bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, belirtilen dönemde işyerinden bildirimi bulunan bordrolu tanıkların (hizmet döküm cetvelleri getirtilmek suretiyle) kanaat edinmeye yetecek kadarının beyanlarına başvurularak sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.06.2016 günü oybirliği ile karar verildi.