Esas No: 2021/11152
Karar No: 2022/4676
Karar Tarihi: 14.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11152 Esas 2022/4676 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11152 E. , 2022/4676 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ...Ş aleyhine 22/09/2017 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen 31/03/2018 tarih ve 2018/İHK-2402 sayılı kararın davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.
KARAR
Davacı vekili; 09/04/2015 tarihinde davalıya trafik sigortalı şehirlerarası yolcu taşıma otobüsünün karıştığı tek taraflı kazada araçta yedek şoför olarak bulunan davacının yaralanarak en az %25 oranında malul kaldığını, davalıya yapılan başvurudan bir sonuç alınamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 41.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 19/01/2018 tarihli dilekçesiyle talebini 221.331,80 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; müvekkili sigorta şirketinin aracın trafik sigortacısı olduğunu, 23/10/2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren Karayolu Taşımacılık Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile sürücü ve sürücü yardımcılarının zararlarının da taşımacılık poliçesi teminatına dahil edildiği, bu nedenle talebin zorunlu karayolu taşımacılık poliçesini düzenleyen ... Sigorta A.Ş ye yöneltilmesi gerektiğini savunarak, başvurunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacının yedek sürücü olduğu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun yolcu ve eşya taşımalarını kapsadığı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZKTMSS Genel Şartları A.5 maddesinde kapsam dışı kalan hallerin tek tek sayıldığı, (b) bendinde sürücü, hizmetliler ve sigortalının eyleminden sorumlu tutulduğu diğer kişiler ile yolcu bileti olmayan kişilerin taleplerinin taşımacılık sigortasının kapsamına girmediği, her ne kadar 23/10/2012 tarihinde Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle sürücülerin ve bunların yardımcılarının trafik kazası nedeniyle uğradıkları bedensel zararlar taşımacılık sigortasına dahil edilmişse de, 4925 sayılı Kanunda ve ZKTMSS Genel Şartlarında böyle bir değişiklik yapılmadığından, yönetmelik hükmünün uygulanamayacağı, talebin trafik sigortası kapsamında değerlendirildiği, otobüsün kullanım amacı ticari olduğundan avans faizine hükmedildiği gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile 221.331,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 22/08/2017 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilinin itirazı İtiraz Hakem Heyetince reddedilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle taşıma sigortasının yalnızca biletli yolcular için olup sürücü ve personelin bu sigortadan yararlanamamasına, aracın kullanım amacı ticari olmakla avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2)Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak uyuşmazlık hakem heyetince hükme esas alınan ve Denizli Servergazi Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 24/03/2016 tarihli raporda, davacının sürekli maluliyet oranı %25 olarak belirlenmiştir. Ancak bu raporda maluliyetin tespitinde dayanak yönetmelik belirtilmemiş olup, raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlenmiş bir rapor olmadığı açıktır.
Diğer yandan davacı, kaza sonrası alınan ifadesinde, kazada sağ omzunda ve sağ ayağında ezilme meydana geldiğini beyan etmiş, hükme esas alınan maluliyet raporunda ise hafif işitme kaybı nedeniyle %8 ve sağ omuzdaki arıza nedeniyle %18 engel oranı belirlenmiştir. Ancak, dosya kapsamında işitme kaybının davaya konu kaza sonucu oluştuğuna dair bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Davacının maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun belirlenmesi, sorumluluk açısından zorunludur.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında şu halde, davacının tüm tedavi evrakları dosya arasına alındıktan sonra muayenesi de yapılarak, yukarıdaki açıklamalar ışığında maluliyet oranının tespiti için en yakın üniversite hastanesinin adli tıp anabilim dalı başkanlığından, kaza tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre kazadan sonra oluştuğu belirtilen rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği de tespit edilerek, önceki raporun da irdelendiği yeni bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımında davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3)5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.