5. Ceza Dairesi 2014/3205 E. , 2019/3963 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihlerinde Ünye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde mutemet olarak görev yapan sanığın, 2005 yılı Haziran ve 2011 yılı Ocak ayları arasında adı geçen kuruma bağlı sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin bazılarının askere gitmeleri ya da tayinlerinin çıkması gibi nedenlerle Ünye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden ayrılmalarına rağmen, ayrılan personel adına söz konusu kurumda çalışmaya devam ediyorlarmış gibi maaş ve ücret tahakkuk ettirerek, aynı kurumda çalışan personellerin tahakkuk eden maaşlarını çekerken Akbank T.A.Ş. ... Şubesine vermiş olduğu listeye bu şahısların ad ve hesap numaraları yerine kendi bilgilerini yazarak ilgili kurumdan ayrılan personeller için tahakkuk ettirdiği maaşları kendi hesabına aktardığı ve bankanın kendisine verilen bu listeye göre yaptığı ödemeler neticesinde suç tarihi aralığında 67.123,44 TL haksız kazanç sağlama şeklinde gerçekleşen eylemleri nedeniyle hakkında zincirleme nitelikli zimmet suçundan kamu davası açılmış ve mahkemece yapılan yargılama neticesinde zincirleme biçimde basit zimmet suçunu işlediği kabul edilmiş ise de; 5237 sayılı TCK"nın 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşması için “kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi” gerektiği, olayımızda ise suça konu paraların görevi dolayısıyla sanığa teslim edilmediği, yasal tevdi unsurunun bulunmadığı ve bu paralar üzerinde koruma ve gözetim sorumluluğunun da olmadığı anlaşılmakla, bu eylemler yönünden zimmet suçunun oluşmayacağı, ödemelere esas bordroları düzenlemek suretiyle yasal olmayan yollarla fazla para ödenmesini sağlama şeklindeki eylemlerinin kamu kurumu aleyhine zincirleme nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturacağı, sanık hakkında 12/04/2012 tarihli ve 2012/3695 soruşturma numarası ile resmi belgede sahtecilik suçundan Ünye Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığı, söz konusu mahkemenin 2012/109 Esas ve 2012/252 Karar sayılı ilamı ile sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verdiği ve bu kararın Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 2015/7283 Esas, 2016/5927 Karar sayılı ilamı ile 05/10/2016 tarihinde onanarak kesinleştiği nazara alınarak, sanık hakkında kamu kurumu aleyhine zincirleme nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında hükmolunacak cezanın belirlenmesi sırasında 5237 sayılı TCK"nın 61/5. maddesi gereğince sırasıyla anılan Kanunun 247/1-2, 43/1, 248/1 ve 62/1. maddeleri doğrultusunda uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanık hakkında hüküm kurulurken TCK"nın 43. maddesi uyarınca yapılan 1/2 oranındaki artırım sırasında hesap hatası sonucu 1 yıl 18 ay yerine 2 yıl 6 ay olarak hapis cezasına hükmedilmesi,
3-Karar başlığında suç tarihinin 2005 yılı Haziran ve 2011 yılı Ocak ayları arası olarak gösterilmesi gerekirken 01/01/2011 olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2-c maddesine muhalefet edilmesi,
4-Zimmet suçunu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi yerine, öngörülen yasaklamanın memuriyet görev ve yetkileriyle sınırlı tutularak, sadece "memuriyet hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına" şeklinde hüküm kurulması,
5-Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, katılan vekili, O yer C.Savcısı ve sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.