8. Hukuk Dairesi 2018/8112 E. , 2019/11015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Tazminat
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne ve tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerinin dava konusu 2369 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olduğunu, davalı şirketin bir süre önce müvekkillerinin maliki olduğu taşınmaza ponza çıkarmak için haksız olarak el attığını, gül bahçesi olarak ürün veren 21.400 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın takriben 11.400 metrekaresinde yapmış olduğu kazılar sonucu taşınmazın kullanılmaz hale geldiğini, taşınmazın eski hale getirilmesini talep etmediklerini ileri sürerek davalının dava konusu taşınmaza yönelik müdahalesinin önlenmesine, taşınmaza haksız müdahale sonucu oluşan 35.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne ve tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek asıl davada karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2369 parsel no’lu, 21.400 metrekare alanlı, tarla vasıflı taşınmazda yarı yarıya malik oldukları, davalı yanın taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.246 metrekarelik alanına 5 ile 8 metre tabana inilmek suretiyle, 30 cm tarım toprağı ile beraber ponza madeni alınmak suretiyle tecavüzde bulunulduğu, taşınmazın susuz, kuru tarım arazisi olduğu ve üzerinde gül ve üzüm tarımı yapıldığı sabittir.
Eldeki dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir. Dava dilekçesinde davacı yan, eski hale getirme taleplerinin bulunmadığını belirtmiş olup bu bahisle istenebilecek tazminat, haksız işgal tazminatı niteliğinde bulunan ecrimisildir, kaldı ki Mahkemece de ecrimisil olarak tasnif yapılmıştır. Hükme esas olan ziraat bilirkişisi raporunda taşınmazın tecavüz edilen kısmının değeri tespit edilerek tazminat olarak bu meblağ hüküm altına alınmıştır.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve Hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu Tarım İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece yapılması gereken iş, Yargıtay ve Dairemiz uygulamaları doğrultusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılarak, taşınmazın getirebileceği gelirin usulüne uygun bilirkişi raporu marifetiyle tespit edilip hüküm altına almak iken yanılgılı değerlendirmeyle taşınmazın tecavüz edilen kısmının değeri tespit edilerek ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 05.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi .