18. Ceza Dairesi 2015/22696 E. , 2016/8342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanık hakkında katılan ..."e yönelik hakaret ve olaya müdahale eden polis memurlarına yönelik görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz talebi hakkında yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık Memduh Coşkun"un ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2- Sanık hakkında polis memuru ... ve olaya müdahale eden polis memurlarına yönelik hakaret suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 sayılı ve 11.06.2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nun 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın, katılan ..."e yönelik hakaret eylemlerine müdahale eden, polis memuru ..."ın, polis kimliğini gösterdikten sonra sanığın sakin olmasını istediği, sanığın almış olduğu alkolün etkisiyle ilk olarak polis memuru ..."a hitaben "polis sen polis ulan, sinkaf ederim polisi, hepiniz o...çocuğu değil misiniz" diyerek küfür ettiği ve beş dakika sonra üç beş kişi ile tekrar gelip sizi buradan kaldıracağım diyerek tehdit ettiği, daha sonra yapılan çağrı üzerine olay yerine görevli polis memuru olan diğer müştekilerin geldiği, sanığın gelen görevli polis memurlarına "beni götürecek adamın anasını avradını sinkaf ederim, hükümetin uşakları, şerefsiz köpekler, molla köpekler, fettullahçılar " diyerek hakaret ettiği ve hakaretlerine karakola götürülüp, nezarethaneye alınıncaya kadar devam ettiği olayda, TCK’nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekirken, her bir katılan için ayrı ayrı ceza verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/04/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.