Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/6087 Esas 2017/17160 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6087
Karar No: 2017/17160
Karar Tarihi: 06.12.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/6087 Esas 2017/17160 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/6087 E.  ,  2017/17160 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 4702 nolu elektrik abonesi olduğunu, başkaca aboneliği bulunmadığını, borcu olmamasına rağmen hakkında ... 3.İcra Müdürlüğünün 2009/9441 Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, ancak takibin ... nolu abone için yapıldığını ve bu abonelikle ilgisi bulunmadığını, takibin kesinleştiğini, kendisine ait aracın yakalandığını ve banka hesaplarına bloke konulduğunu belirterek, davalıya ödediği 3.909,93 TL"nin ödeme gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; istirdat davasının hak düşürücü süre geçtikden sonra açıldığını, abone kayıt sisteminde her iki abonenin de davacı adına olduğunu, davacının Salih Karakeçili"nin kardeşi olup kullanıcı olabileceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; ödemenin 31.03.2010 tarihinde yapıldığı, davanın 29/07/2013 tarihinde açıldığı, İİK 72/7 maddesi gereği istirdat davalarında 1 yıllık hak düşürücü sürenin bulunduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava İİK’nın 72. maddesine dayalı istirdat davası olarak nitelendirilmiş ve ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, İİK’nun 72. maddesinde öngörülen istirdat davasının açılabilmesinin ilk şartı; geri verilmesi istenilen paranın, icra takibi sırasında icra dairesine ödenmiş olmasıdır. Somut olayımızda ise, davacı; iadesini istediği fazladan ödediği parayı, icra takip dosyasına değil haricen davalı tarafa ödemiştir. Bu durumda, dava; İİK’nın 72. maddesinde ifadesini bulan istirdat davası olarak nitelendirilemez.
    Davacı, davalıya haricen ödediği paranın; kendi aboneliğine ait olmadığını, başka bir aboneliğe ait olduğunu iddia ederek; iadesini talep ettiğine göre, dava; TBK’nın 77 ve devamı maddelerine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkindir.
    O halde mahkemece; davanın TBK’nın 77 ve devamı maddelerine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkin olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın İİK 72/7 maddesine göre hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.