9. Ceza Dairesi 2020/118 E. , 2020/2267 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : Sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan ayrı ayrı mahkumiyet
Dosya incelendi;
CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen ..."un kamu davasına katılma olanağı olmadığı, mahkemece kanuna aykırı olarak verilen katılma kararının da temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, incelemenin sanıklar ..., ..., müdafiileri ve sanık ..."ın temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar ..., ... ve ... müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ..."ın 2009 yılı şubat ayında Zabıta müdürlüğü görevinden alındığını beyan etmesi karşısında, sanığın yıkım kararı alındığı tarihlerde zabıta amiri olarak yıkım kararının yerine getirilmesi görevinin bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1- Sanıkların 11/12/2009 tarihinde yıkım kararı alınan Hamidiye Mahallesi 51 ada 19 parsel sayılı taşınmazı keyfi uygulamalar sonucu yıkmamak suretiyle TCK"nın 257/2. maddesi kapsamında ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri gözetilmeden, eylemin icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçu kapsamında kabul edilerek hakkında 257/1. madde ve fıkrası uyarınca hükümler kurulması,
2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 gün ve 2008/149-163 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK"nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu nazara alınarak, sanıklar hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231/6-b maddesinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” şeklindeki düzenleme karşısında “Müştekinin mağduriyetine sebep oldukları ve seçenek yaptırım olarak adli para cezasının uygulandığı” biçimindeki yasal ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçeyle sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- Sanıklar hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, adli para cezasına esas alınan tam gün sayısı ile uygulama maddesi olan TCK"nın 52/2. maddesi ile adli para cezalarının taksitlendirilmesine ilişkin sevk maddesi olarak TCK"nın 52/4. maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
4- 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen kısma karşılık gelen miktarın hapis cezasına çevrileceğinin sanıklara ihtarına karar verilmiş olması,
5- Yargılama gideri olarak sanıklardan eşit oranda tahsili gereken miktarın, CMK"nın 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktar olan 20 TL"nin altında kaldığının anlaşılması karşısında, Hazineye yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ve sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 25/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.